Anadolu’nun kadim toprakları, binlerce yıl boyunca Ana Tanrıça kültüne ev sahipliği yaptı. Özellikle Frigya bölgesi, Ana Tanrıça inancının merkezi olarak öne çıkıyor. Bölgede bulunan yazılı kaya mabetleri ve kutsal alanlar, bu kadim inancın izlerini taşıyor. Friglerin Ana Tanrıçası Matar Kubileya’nın kutsal merkezi olan Pessinus ise, binlerce yıl boyunca sayısız efsaneye ve dini ritüele sahne oldu.
Roma İmparatorluğu’nun dini ritüellerinin halkı tatmin etmediği MS 2. yüzyıldan itibaren, Anadolu’da ortaya çıkan gizem kültleri büyük ilgi gördü. Kybele Gizem Kültü de bu dönemin en yaygın ve etkili inanç pratiklerinden biri olarak öne çıktı. Bu kültte inisiyasyon ritüelleri gizlilik içinde gerçekleştirilir, müridler Matar Kubileya’ya adanırdı.
Frig mitolojisinin önemli figürlerinden Attis, Ana Tanrıça Matar Kubileya’ya duyduğu aşkın ardından yaşadığı trajediyle doğanın uyanışını simgeler. Attis’in kendini yaralayıp erkeklik organını kesmesi ve buradan menekşe çiçeklerinin çıkması, çam ağacına dönüşmesiyle birlikte ölümsüzlüğün sembolü haline gelir. Frig rahipleri de benzer şekilde kendilerini hadım ederek Ana Tanrıça’ya bağlılıklarını gösterirdi.
Bu mit, eril gücün bereket için dişil toprağa akışı ve doğanın yeniden doğuşunu anlatır. Matar Kubileya figürü, zamanla Kybele, Magna Mater, Demeter, Ceres, Efes ve Perge Artemis’i, Aphrodisias Aphrodite’si ve hatta Hristiyanlık’taki Meryem Ana figürüyle özdeşleşerek farklı kültürlerde yaşamaya devam etmiştir.





