Yaklaşan yaz sezonu öncesi Erzincan tulum peynirinin yaş iken üreticiden alınacak fiyat konusu Erzincan’da gündem oldu. Tüccarların gıda ürünlerine ve enflasyon oranına göre fiyat vermediklerini belirten üreticiler duruma isyan ederek, asıl suçlunun aslında tüccar değil üreticiyi yok sayan yetkililerin olduğunu söylediler.
Erzincan ekonomisine 1 Milyar TL’den fazla girdi sağlayan Tulum peyniri üreticilerinin Erzincan’da yalnız bırakıldıklarını hatırlatan üreticiler, samimiyetsiz fotoğraflarla, yıllarca laftan öteye geçmeyen projelerle Erzincan’ın bir yere varamayacağını söyleyerek, üreticiyi köylerden, meralardan kovmak yerine ülke ekonomisi için, üreticinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söylediler. Üreticiler ayrıca, üreticinin önünü kesen, yatırımını engelleyen, meraları birilerinin göz zevki bozulmasın diye kapatan, kanuni olarak bütün şartları sağladıkları halde köylerden atılan ve bunlara göz yumanların samimiyetsiz olduklarını üretim diye bir dertlerinin olmadıklarını, elbet bir gün hesap vereceklerini ifade ettiler.
Üreticiler, bu yıl yem giderlerinin düşmemesi halinde Erzincan dâhil olmak üzere tüm Türkiye’de hayvancılığın büyük oranda azalacağını ifade ederek şunları söylediler; “Bu kış sezonunu çok zor şartlarda borç altına girerek tamamlamaya çalıştık. Artık havaların ısınmasını beklemiyoruz kar kalksın yaylamıza gidelim diye bekliyoruz. Her gitmediğimiz hafta 10 Bin TL yem parası ödüyoruz. Bunun üstüne gıda ürünlerine gelen zam sonrasında bizim tulum peynirimize yapılan zammı, gerçekten samimiyet dışı olarak algılıyoruz. Sadece biz değil tüccarı da sıkıntılı bu konuda. Peynir elimde kalır satamam derdinde. Buradan anlıyoruz ki sorun üretici ya da tüccarda değil şehrin yönetiminde. Erzincan, eğer kendi markası olan, ismiyle özdeşleşen, tescilli ürününde bu sorunu yaşıyor, marka değerini koruyamıyor ve üreticisine sıkıntı yaşatıyorsa kimse kusura bakmasın tek suçlu bu şehri yönetenlerdir.
Enflasyon diyorlar birde, enflasyon neden bu kadar yüksek anlatayım saygı değer Erzincan’da ki yetkililere. Erzincan’ı Türkiye olarak algılayın önce. Erzincan’da değer verdiğiniz, sürekli gidip pozlar verdiğiniz birkaç yeri önce ele alalım. Ergan Kayak Merkezi; yıllık gelir 1 Milyon, personel 10 diyelim belki o kadar da yoktur, gelirleri giderleri karşılamıyor ama nedense haftalık ya da aylık gidip orada poz veriyorlar. Buna rağmen dünyanın en uzun ikinci pistine sahip merkez, hep olduğu gibi duruyor ne gelen var ne giden beceremiyorlar açıkçası. Cami yapıyor sağ olsun hayırsever vatandaşlarımız, bizim şehrin önde gelenleri en önde gidip inşaatı inceliyor birde marifetmiş gibi poz veriyor, iftar veriyor bizim hayırsever şehrin önde gelenleri en önde gidip poz veriyor, yatırım yapıyor vatandaş şehrin önde gelenleri gidip poz veriyor. Poz vermeyle olmaz bu işler. Elinizde sağlam bir üretici kitlesi var. Hem tulum peyniri üreticisi hemde tarım üreticisi. Bu kadar olumsuzluğa rağmen tulum peyniri üreticisinin şehre geliri 1 Milyar TL’den fazla. Enflasyonu düşüreceksen üretime destek vereceksin. Poz verip sadece sözde kalan istek sorunları dinlemekle olmaz bu işler. Vatanı sevmek, üreticiyi ve üretimi desteklemekten geçer, laflarla pozlarla vatanseverlik olmaz. Atatürk üretici ile ilgili şunları der; Köylü milletin efendisidir. Milli ekonominin temeli tarımdır. Kılıçla ülke alanlar sabanla ülke alanlara yenilmeye mahkumdur. Çifçiler yeryüzünün en değerli yurttaşlarıdır. Milletimiz çiftçidir milletin çiftlikteki çalışma imkanlarını asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız. Buğdayını, sütünü, etini, bilimini ve sanatını kendin ürettiğin sürece özgürsün. Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdur.
Erzincan Türkiye demiştik, üretime destek var mı kendiniz söyleyin. Bir gün bir yaylaya gidin oturun kuzu kessinler size onları dinleyin, çocuklarını sevin, onların (İSTEK VE SORUNLARINI) dinleyin. Bu insanları da sosyal yardımlaşmaya muhtaç etmeyin” diyerek sitemini dile getirdi.
