Erzincan’ın sırlarla dolu Keşiş Dağları eteklerinde, Urumsaray (eski adıyla Mecidiye) Köyü'nde yer alan Böyükpar Çeşmesi, sadece soğuk suyu değil, köklü bir inancı da barındırıyor. Yöre halkının “kutsal” kabul ettiği çeşme, dilden dile dolaşan hikâyeleriyle yıllardır ziyaretçilerini ağırlıyor.
Urartu ve Roma dönemlerine kadar uzanan tarihiyle bilinen Urumsaray Köyü, Erzincan il merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafede yer alıyor. Ancak bu küçük köyü özel kılan yalnızca geçmişi değil; köyün çıkışında yer alan ve halk arasında “Böyükpar” olarak anılan çeşme, köklü inançların ve halk efsanelerinin merkezinde bulunuyor.
Büyük Pınar, Büyük Umutlar
“Böyükpar” ismi, yöre ağzında “büyük pınar” anlamına geliyor. Yerel halk, bu çeşmenin şifalı olduğuna, hastaları iyileştirdiğine, çocuğu olmayanlara çocuk verdiğine ve kötü niyetli kişileri cezalandırdığına inanıyor. Her yıl onlarca kişi, adaklar adayıp kurban kesiyor, kazanlarda yemek pişirerek çeşmenin çevresinde dağıtıyor.
Yaşlı köylülerin anlattıklarına göre, geçmişte ölüm döşeğinde olan pek çok kişi son umut olarak çeşmenin yanına bırakılmış ve sonrasında mucizevi şekilde iyileşmiş. Hâlâ her bayram ya da özel günlerde çevre köylerden ve şehir merkezinden ziyaretçiler akın akın geliyor.
Bilim mi, İnanç mı?
Böyükpar’ın suyu bugüne kadar bilimsel analizlere konu olmasa da, halk arasındaki güçlü inanç nesiller boyunca aktarılmış durumda. Çeşmenin neden bu kadar soğuk ve berrak su verdiği hâlâ tam olarak bilinmese de, Keşiş Dağları’nın eteklerinden gelen kaynak sularının burada birleştiği tahmin ediliyor.
Zamanla Unutulmasın
Urumsaray Köyü sakinleri, bu çeşmenin yalnızca bir su kaynağı değil, aynı zamanda kültürel bir miras olduğunu vurguluyor. Köy muhtarı ve yaşlılar, hem çeşmenin korunması hem de tanıtılması için çalışmalar yapılmasını istiyor.