Sabah uyanır uyanmaz elimizin gittiği, kokusuyla bizi güne hazırlayan kahve, yıllardır "çarpıntı yapar" veya "kalbe zararlıdır" iddialarıyla suçlanıyordu. Ancak Dr. Furkan Burak’ın gündeme taşıdığı son bilimsel veriler, kahve severlerin yüreğine su serpti. Yapılan kapsamlı araştırmalar, kahvenin düşman değil, aksine vücudun en güçlü müttefiklerinden biri olabileceğini gösteriyor.
İşte kahve hakkında bildiklerinizi unutturacak 4 bilimsel gerçek:
1. Kalp Dostu "Altın Oran": 3-5 Fincan
Yıllardır ritim bozukluğu olan hastalara kahveyi kesmeleri öğütlenirdi. Ancak Kanada ve ABD merkezli araştırmalar bu tabuyu yıktı. Günde 3 ila 5 fincan arasında kahve tüketenlerin, hiç içmeyenlere veya aşırı tüketenlere kıyasla kalp hastalığı riskinin çok daha düşük olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları buna "U eğrisi" diyor; yani ne çok az ne çok fazla, kararında içmek kalbi koruyor.
2. Sabah İçmenin Sırrı: Biyolojik Saat
Kahvenin "ne zaman" içildiği, en az "ne kadar" içildiği kadar önemli. 40 bin kişiyle yapılan 10 yıllık dev bir çalışma, sabah saatlerinde kahve tüketenlerin kardiyovasküler hastalıklardan ölüm riskinin yüzde 31 daha düşük olduğunu gösterdi. Uzmanlar, kahvenin anti-inflamatuar etkisinin sabahları zirve yaptığını, akşam saatlerinde içilen kahvenin ise melatonin (uyku hormonu) dengesini bozabileceği konusunda uyarıyor.
3. Metabolizmaya İnce Ayar
Kahve bir zayıflama ilacı olmasa da, metabolizma üzerinde "küçük ama etkili" dokunuşlara sahip. Düzenli tüketim, insülin direncini kökten değiştirmese de vücuttaki yağ kütlesinde belirgin bir azalma sağlıyor. Termojenik etkisi sayesinde vücudun enerji harcamasını destekliyor.
4. Kafeinsiz Deyip Geçmeyin
Kafeinsiz kahve genellikle "etkisiz" olarak görülür ancak bu büyük bir yanılgı. Araştırmalar, kafeinsiz kahvenin karaciğer sağlığı için kritik olan "fetuin-A" proteinini düşürdüğünü ve karaciğer fonksiyonlarını iyileştirdiğini kanıtladı. Yani uyarıcı etkisi olmasa bile, kahvenin biyokimyasal faydaları kafeinsiz versiyonunda da devam ediyor.