Antik Yakın Doğu’nun güçlü tanrılarından biri olan Teşup, özellikle Hitit ve Hurri medeniyetlerinin inanç sistemlerinde derin izler bırakmış doğa ve gök tanrısı olarak öne çıkıyor. Fırtına, gökyüzü ve adaletin simgesi olan Teşup, hem doğanın yıkıcı gücünü hem de kraliyet otoritesini temsil ediyordu.

Hurri kökenli bu tanrı, zamanla Hitit panteonunun en yüce figürlerinden biri hâline geldi. Eşi Hepat, oğlu Şarruma ve kızı Alanzu ile birlikte bir tanrılar ailesinin merkezinde yer aldı. Teşup’un en etkileyici betimlemeleri, Malatya-Aslantepe ve Yazılıkaya gibi arkeolojik alanlarda karşımıza çıkıyor. Bu tasvirlerde, dağlar üzerinde duran, elinde yıldırım ve balta tutan güçlü bir figür olarak görülür.

Hitit mitolojisinin önemli anlatılarından biri olan Illuyanka Destanı, Teşup’un göksel bir savaşta dev bir ejderhayı alt etmesini konu alır. Bu efsane, gökyüzü ile yerin çatışmasını simgelerken, aynı zamanda doğanın döngüsünü ve fırtına mevsimlerinin gelişini açıklayıcı bir mit olarak da okunur.

Teşup sadece doğa olaylarını yöneten bir tanrı değildi; Hitit krallarının meşruiyetlerini dayandırdığı kutsal bir otoriteydi. Devlet gücünün göksel temsili olarak, siyasi düzenin tanrısal onayını sembolize ediyordu.

Muhabir: Merve Kiraz