Geceleri gökyüzünü aydınlatan Ay, yüzyıllardır insanlığın merak odağında. Ancak Ay hakkında doğru bilinen yanlışlar kadar, pek az kişinin bildiği şaşırtıcı gerçekler de var. Bilimsel verilerle doğrulanmış bu bilgiler, Dünya’nın tek doğal uydusuna bakış açınızı değiştirebilir.
Ay, Dünya’nın etrafında yaklaşık 384 bin kilometre uzaklıkta dolanıyor ve bu yolculuğunu 27 günde tamamlıyor. Çoğu kişinin sandığının aksine Ay’ın “karanlık yüzü” diye bir tarafı yok. Ay, Dünya ile kütle çekimsel olarak kilitlendiği için hep aynı yüzünü bize gösteriyor; ancak diğer yüzü de Güneş ışığını alıyor.
İnsan faaliyetleri Ay yüzeyinde izler bıraktı. Bugüne kadar yapılan görevler sonucunda Ay’da 70’ten fazla uzay aracı enkazı, çeşitli ekipmanlar ve toplamda 180 tonu aşan insan kaynaklı atık bulunuyor. Bu atıklar, büyük ölçüde görev sonlarında kasıtlı olarak Ay’a bırakılan araçlardan oluşuyor.
Bilim insanlarının dikkat çektiği bir başka gerçek ise Ay’ın her yıl yaklaşık 4 santimetre Dünya’dan uzaklaşması. Milyarlarca yıl önce iki gök cismi birbirine çok daha yakındı. İlginç bir tesadüf olarak, Ay ve Güneş bugün gökyüzünde neredeyse aynı büyüklükte görünür; bunun nedeni Güneş’in çok daha büyük olmasına rağmen Ay’a göre çok daha uzakta bulunmasıdır.
Ay tamamen ölü bir gök cismi de değil. Astronotların bıraktığı ölçüm cihazları, Ay’da küçük çaplı depremler yaşandığını ve bunların yüzeyde çatlaklar oluşturabildiğini ortaya koydu.
Bugüne kadar Ay yüzeyine ayak basan sadece 12 insan oldu. Hepsi Amerikalı astronotlardan oluşan bu grubun ilki Neil Armstrong, sonuncusu ise 1972’de Gene Cernan idi. O tarihten bu yana insanlı Ay yolculuğu yapılmadı.
Her ne kadar en tanıdık uydu olsa da Ay, Güneş Sistemi’nin en büyüğü değil. Bu unvan Jüpiter’in uydusu Ganymede’e ait. Ay, büyüklük sıralamasında beşinci sırada yer alıyor.
Ay’ın kraterlerle kaplı yüzeyi, milyonlarca yıl boyunca süren göktaşı çarpmalarının bir sonucu. Atmosferi olmadığı için, Dünya’daki gibi rüzgâr ve yağmur bu izleri silemedi.
“Ay” kelimesinin genellikle sadece Dünya’nın uydusu için kullanılması da tarihsel bir alışkanlık. İnsanlık, diğer gezegenlerin uydularını ancak 1610 yılında Galileo Galilei’nin teleskop gözlemleriyle öğrendi.
Ay’ın oluşumu ise büyük olasılıkla dev bir çarpışmaya dayanıyor. Bilim insanlarına göre, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce Mars büyüklüğünde bir gök cisminin Dünya’ya çarpması sonucu ortaya saçılan maddeler zamanla birleşerek Ay’ı meydana getirdi.





