Bilim dünyası, insan bedeninde her an gerçekleşen sessiz ve olağanüstü süreçlere ışık tutmaya devam ediyor. Bu süreçlerin belki de en hayranlık uyandıranı, DNA'nın kendini eşlemesi. Hücre bölünmesi sırasında gerçekleşen bu karmaşık ve hassas işlem, insan yaşamının temel taşlarından biri.
Bir insan hücresindeki DNA, yaklaşık 3 milyar baz çifti içeriyor. Bu sayılar, moleküler ölçekte inanılmaz bir büyüklüğe işaret ediyor. Üstelik DNA’nın kendini kopyalama hızı düşünüldüğünde, bu işlem ilk bakışta olanaksız gibi görünüyor. Çünkü DNA, saniyede yalnızca 50 baz çifti eşleyebiliyor. Basit bir hesapla, tek bir eşleme zinciriyle bu işlemin aylar sürmesi beklenirdi.
Ancak doğa, mühendislikte dahi zorlukla ulaşılan bir çözüm sunmuş: eş zamanlı çoğaltma. DNA eşlenmesi, tek bir başlangıç noktasından değil, aynı anda binlerce farklı noktadan başlıyor. Bu strateji sayesinde, eşleme işlemi olağanüstü bir hız kazanıyor. Sonuç olarak, insan DNA’sı yalnızca yaklaşık 10 saat içinde eksiksiz bir kopyasını oluşturabiliyor.
Uzmanlara göre, bu mekanizma yalnızca hız kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda hata oranını da azaltıyor. DNA polimeraz adı verilen enzimler, baz çiftlerini eşlerken aynı zamanda hataları da kontrol ediyor. Bu da genetik bilginin nesilden nesile yüksek doğrulukla aktarılmasını sağlıyor.
Bilim insanları, bu doğa harikası sürecin detaylarını anlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Elde edilen bilgiler yalnızca genetik hastalıkların çözümüne değil, aynı zamanda yapay zekâ ve biyomühendislik alanlarında devrim niteliğinde uygulamalara da kapı aralıyor.





