Modern tıp diyabeti kan şekeri yüksekliği olarak tanımlarken, kadim tıp bu hastalığı bedendeki dört hıltın dengesinin bozulmasıyla açıklar. Peki bu eski bakış açısı bugünün sorunlarına nasıl ışık tutuyor?
Diyabetin Kadim Yorumu: Hıltlar Dengesini Kaybederse...
Günümüzde diyabet, insülin hormonunun yetersizliği ya da etkisizliği nedeniyle kandaki şekerin hücre içine girememesiyle ortaya çıkan kronik bir metabolik hastalık olarak tanımlanıyor. Ancak kadim tıpta bu hastalık çok daha derin bir beden-bütünlük ilişkisi üzerinden açıklanıyor.
Kadim hekimlere göre insan bedeni dört temel hıltın (kan, balgam, safra, sevda) dengesine bağlı olarak sağlıklı kalır. Bu denge bozulduğunda ise hastalıklar kaçınılmaz olur. Diyabetin de, bu dengesizlikler zinciriyle şekillendiği düşünülür.
1. Aşama: Balgamın Galebesi (Soğuk & Nemli Unsur)
-
Sindirim ateşi düşer, gıdalar tam işlenemez.
-
Bu durum, yapışkan ve tatlı yapıda hıltların artmasına yol açar.
-
Kanda ve idrarda şeker birikmeye başlar — diyabetin ilk evresi.
2. Aşama: Safranın Zayıflığı (Sıcak & Kuru Unsur)
-
Safra, şekeri enerjiye dönüştürmede kilit rol oynar.
-
Zayıflayınca, şeker dolaşır ama yakılamaz.
-
Halsizlik, açlık krizleri ve sinirlilik görülür.
3. Aşama: Demevin Taşkınlığı (Sıcak & Nemli Unsur)
-
Kan hıltı artınca damarlar yoğunlaşır.
-
Yüksek tansiyon, damar tıkanıklıkları ve göz hastalıkları gelişir.
4. Aşama: Sovdanın Galebesi (Soğuk & Kuru Unsur)
-
Uzun süren diyabet sonucu sinir uçları kurur, sertleşir.
-
Nöropati, böbrek yetmezliği, görme kaybı gibi komplikasyonlar oluşur.
Kadim Tıpta Diyabetin Seyri
-
Başlangıç: Balgam fazlalığı → Sindirim zayıflar, glukoz birikir.
-
Orta Dönem: Safra & dem dengesizliği → Enerji üretimi ve damar sağlığı bozulur.
-
İleri Dönem: Sovda galebesi → Sinir sistemi ve organlar zarar görür.
Kadimden İlhamla Günümüze Işık
Her ne kadar modern tıp gelişmiş tanı ve tedavi yöntemlerine sahip olsa da, kadim tıbbın bedenin bütünsel işleyişine dair yaklaşımları, diyabetin seyrini anlamakta farklı bir perspektif sunuyor. Hılt dengesine dayalı bu yorum, hastalığı yalnızca sonuçlarıyla değil, kök nedenleriyle ele almayı öneriyor.





