Binlerce yıl önce yazı, bir şairin duygularını dökmesi ya da kralların buyruğunu uzak diyarlara iletmesi için değil, borçları takip etmek için doğdu.
Modern dünyanın sigorta poliçelerinden banka sözleşmelerine kadar uzanan yazılı belgeler zinciri, köklerini beklenmedik bir yerden alıyor: Mezopotamya'dan. Arkeologlar, bu uygarlığın ilk yazılı belgelerinin şiir ya da diplomatik mesajlardan değil, muhasebeden doğduğunu söylüyor.
Dünyanın ilk soyut yazı biçimlerinden biri olan çivi yazısıyla süslenmiş kil tabletler, aslında basit ama etkili bir sistemin parçasıydı. Toplumun ekonomik ilişkilerini düzenlemek için geliştirilen bu belgeler, ödeme kayıtlarını ve sözleşmeleri içeriyordu.
Ancak işin en çarpıcı yanı: Bulla adı verilen içi boş kil toplar.
Bugün Louvre Müzesi’nde sergilenen bu gizemli baloncuklar, görünüşte sadece sıradan kil topları gibi. Ama içlerinde, o döneme ait alacak-verecek ilişkilerini temsil eden küçük kil parçaları saklanıyordu. Dış yüzeylerine ise bu parçaların neyi temsil ettiğini açıklayan yazılar kazınıyordu. Bu sistem, tıpkı modern noter belgeleri gibi bir doğrulama mekanizması işlevi görüyordu.
Yani bulla, antik bir "sözleşme zarfıydı": içindeki parçalar ve dışındaki yazılar birbiriyle uyumluysa, anlaşma geçerli sayılıyordu. Kimler arasında yapıldığı kesin olarak bilinmese de bu belgelerin dini ödemelerden vergilere, borçlardan ticari anlaşmalara kadar geniş bir kullanım alanı vardı.
Bu tarihi detay, bugünkü finansal sistemlerin temelinin ne kadar eskiye dayandığını gösteriyor. Sözleşmeler, sadece modern çağın değil, medeniyetin ta kendisinin yapı taşlarından biri.





