Dünya atmosferini güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarından koruyan ozon tabakası, son yıllarda giderek inceliyor. Bu incelmenin başlıca sorumluları arasında kloroflorokarbonlar (CFC’ler) ve benzeri zararlı kimyasallar yer alıyor. İlginç olan ise bu zararlı gazların büyük kısmı sanayileşmiş ve yoğun nüfuslu bölgelerde, yani Kuzey Yarım Küre’de atmosfere salınırken, ozon tabakasındaki en büyük incelmenin ve meşhur "ozon deliği"nin Güney Yarım Küre'de, özellikle de Antarktika’nın üzerinde gözlemleniyor olması.

Peki bu terslik nasıl açıklanıyor?

Antarktika’nın Sert Kışı Kimyasal Reaksiyonlara Zemin Hazırlıyor

Bilim insanları bu şaşırtıcı durumu, Antarktika üzerindeki atmosfer koşullarıyla açıklıyor. Kış aylarında Antarktika'da sıcaklık -80°C’ye kadar düşüyor ve bu dondurucu koşullar, stratosferde "kutup stratosferik bulutları" adı verilen özel bulutların oluşmasına neden oluyor. İşte bu bulutlar, atmosferde bulunan CFC gibi zararlı kimyasalların aktif hale gelmesi için gerekli kimyasal ortamı sağlıyor.

Yani bu kimyasallar tek başlarına zararsız gibi görünse de, Antarktika atmosferindeki aşırı soğuk ve stabil hava sirkülasyonu, onların ozon moleküllerini parçalayacak şekilde etkileşime girmesini kolaylaştırıyor. Güneş ışınları bahar aylarında bölgeye geri döndüğünde ise bu reaksiyonlar tetikleniyor ve ozon tabakası hızla incelmeye başlıyor.

Küresel Bir Sorun, Küresel Bir Sorumluluk

Her ne kadar ozon deliği fiziksel olarak Güney Kutbu’nda yer alsa da, bu olayın nedenleri küresel ölçekte yayılmış durumda. Sanayileşmiş ülkelerin atmosferi kirletmesi, dünyanın diğer ucundaki bir doğa dengesini bozabiliyor. Bu durum, çevre sorunlarının sınır tanımadığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

1987 yılında imzalanan Montreal Protokolü, CFC gibi zararlı gazların üretimini ve kullanımını kademeli olarak sona erdirmeyi hedefledi ve bugüne kadar önemli ölçüde başarı elde edildi. Ancak uzmanlar, ozon tabakasının tamamen iyileşmesinin 2050’li yılları bulabileceğini belirtiyor.

Ozon Tabakasını Korumak Hepimizin Elinde

Uzmanlar, çevre bilincinin artırılması ve sürdürülebilir teknolojilere yatırım yapılmasının, hem ozon tabakası hem de genel anlamda gezegen sağlığı açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor. Ozon deliği her ne kadar dünyanın bir ucunda görünse de, etkileri tüm insanlığı ilgilendiriyor.

Muhabir: Merve Kiraz