Mısır'ın kuzeyinde yer alan Rashid (Rosetta) kasabasında 1799 yılında bir Fransız askeri tarafından tesadüfen bulunan siyah granit taş, yüzyıllardır çözülemeyen Antik Mısır yazılarının anahtarı haline geldi. Üzerinde aynı metnin üç farklı dilde – hiyeroglif, demotik ve antik Yunanca – yazılı olduğu bu taş, yalnızca bilimsel bir keşif değil, aynı zamanda siyasi bir propaganda aracıydı.
Rosetta Taşı, MÖ 196 yılında, Ptolemaios Hanedanı’na ait genç kral V. Ptolemaios Epiphanes’in taç giyme töreni onuruna hazırlanan bir kararnamenin metnini taşıyor. Taşın üst kısmında dini törenlerde kullanılan hiyeroglifler, ortasında halk arasında konuşulan demotik yazı ve alt kısmında o dönemde eğitimli sınıfların dili olan antik Yunanca yer alıyor. Bu çok dilli yazıt, o dönem Mısır toplumunun sosyal ve kültürel yapısını yansıtıyor.
Bu taş, Ptolemaik dönem boyunca sosyal gruplar arasında iletişimi sağlamak için üç farklı yazının kullanıldığını gösteriyor. Hiyeroglifler, geleneksel ve resmi metinlerde otoriteyi simgelerken, demotik yazı günlük kullanımda ve resmi belgelerde yer alıyordu. Antik Yunanca ise Makedon kökenli yönetici sınıf ve bürokrasi tarafından tercih ediliyordu. Her üç yazı tipi, Mısır'daki farklı toplumsal sınıflara ulaşmayı amaçlayan bir iletişim stratejisinin parçasıydı.
Taşın keşfi, arkeologlara büyük bir fırsat sundu. Antik Yunanca'nın çözülebilir olması sayesinde, aynı metnin diğer iki yazı sistemiyle karşılaştırılması mümkün oldu. Bu süreç sonunda hiyerogliflerin anlamı ilk kez doğru şekilde çözüldü ve Mısırbilim olarak bilinen bilim dalının doğuşuna öncülük etti.
Rosetta Taşı'nın hazırlanma amacı yalnızca belgelemek değil, genç kralın meşruiyetini desteklemekti. Mısır’da o dönemde yaşanan iç karışıklıklar ve dış tehditler karşısında, rahiplerin desteğiyle kralın konumunu pekiştirmek hedeflendi. Taş üzerindeki metin, kralın dini kurumlara verdiği hediyeleri, vergi kolaylıklarını ve isyanların bastırılmasını anlatıyor. Buna karşılık rahipler, kralın adına festivaller düzenleyeceklerini ve tapınaklarda heykellerini dikerek onu onurlandıracaklarını belirtiyor.
Bugün British Museum’da sergilenen Rosetta Taşı, yalnızca bir yazıt değil; dil, tarih, siyaset ve kültürün kesiştiği bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Antik dünyaya dair en önemli keşiflerden biri olan bu taş, geçmişin kapılarını aralayarak günümüz insanına binlerce yıllık bir medeniyetin hikayesini anlatıyor.





