Güney Amerika kökenli bir kemirici olan su maymunu ya da diğer adıyla koypu (Myocastor coypus), son yıllarda Türkiye’de özellikle Edirne ve Iğdır çevresinde görülmeye başlandı. İlk olarak kürk ticareti amacıyla Avrupa’ya getirilen bu tür, şimdi doğal yaşam alanlarının dışına taşarak yeni ekosistemlerde etkili olmaya başladı.

Kürkleri sarımsı kahverengi olan bu iri kemiriciler 10 kiloya kadar ulaşabiliyor. En dikkat çekici özellikleri ise parlak turuncu kesici dişleri. Küçük kulakları ve gözleriyle yarı sucul bir yaşam süren su maymunlarının perdelik arka ayakları, yüzmede onlara büyük avantaj sağlıyor.

Genellikle göl ve nehir kenarlarında yaşayan bu canlılar, karasal ve sığ sulardaki bitkilerle besleniyor. Nadiren de olsa omurgasız hayvanları da tüketebiliyorlar. Gruplar hâlinde yaşamayı tercih eden su maymunları, yıl boyunca üreyebildikleri için sayıları hızla artıyor.

Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) "Düşük Riskli" kategorisinde yer alan bu tür, Türkiye’de henüz istilacı olarak tanımlanmasa da, hızla çoğalan popülasyonları sulak alanların dengesini tehdit ediyor. Uzmanlar, çevresel zararları önlemek için ekolojik yöntemlerle nüfus kontrolü yapılması gerektiğini vurguluyor.

Muhabir: Merve Kiraz