Takvimlerde her yıl karşılaştığımız bir soru var: Şubat neden bazen 28, bazen 29 gün? Bunun yanıtı, Dünya’nın Güneş etrafındaki hareketiyle takvim sistemi arasındaki hassas uyum ihtiyacında yatıyor.
Bir takvim yılı çoğu zaman 365 gün olarak bilinir. Ancak bu aslında gerçeğin yaklaşık bir karşılığıdır. Dünya’nın Güneş etrafında tam bir tur atması 365.242190 gün, yani 365 gün 5 saat 48 dakika 56 saniye sürer. Bu süre “yıldız yılı” olarak adlandırılır ve takvim yılı ile yıldız yılı arasındaki bu küçük fark, uzun vadede büyük kaymalara yol açar.
Eğer bu fazladan 5 saat 48 dakika 56 saniyelik süre hesaba katılmasaydı, mevsimler takvimden uzaklaşmaya başlardı. Örneğin, yaklaşık 700 yıl sonra Türkiye’nin de içinde bulunduğu kuzey yarımkürede yaz mevsimi haziran yerine aralık ayında yaşanmaya başlayacaktı. İşte bu kaymayı önlemek için takvime dört yılda bir artık gün, yani 29 Şubat eklenir.
Ancak işin aslı, her dört yılda bir fazladan bir gün eklemek de yeterince hassas değildir. Çünkü dört yıl boyunca biriken fark tam 24 saat değil, yaklaşık 23,262222 saattir. Bu da takvime eklenen artık günün aslında 44 dakikadan fazla fazlalık oluşturduğu anlamına gelir. Zamanla bu 44 dakikalık fazlalık da mevsimleri yeniden kaydıracağı için yeni bir düzenleme şarttır.
Bu nedenle takvime her dört yılda bir artık gün eklenmez. Uzun yıllardır kullanılan uluslararası kurala göre:
Bir yıl 100’e bölünüyorsa ve 400’e bölünemiyorsa artık yıl değildir.
Bu yüzden 2000 yılı artık yılken, 1700, 1800 ve 1900 yılları artık yıl olmamıştır. Bir sonraki atlanacak artık yıl ise 2100 yılıdır.
Peki bu yıllara neden “artık yıl” denir? Çünkü normal bir yıl 52 hafta + 1 gün sürer. Bu nedenle doğum gününüz bir yıl pazartesiye denk geliyorsa, bir sonraki yıl salı gününe kayar. Ancak artık yılda eklenen fazladan gün, bu kaymayı da değiştirir. Doğum gününüz bu kez salıya değil, “sıçrayarak” çarşamba gününe denk gelir.
29 Şubat’ta doğanlar için durum daha da ilginçtir. Doğum günü dört yılda bir takvimde görünse de, diğer yıllarda 1 Mart, kutlama günü haline gelir. Elbette biyolojik yaşlanma herkesle aynı şekilde devam eder.
Sonuç olarak artık yıl sistemi sayesinde mevsimler tam zamanında yaşanır, takvim yılı Dünya’nın hareketiyle uyumlu kalır ve Şubat ayının neden bazen 28, bazen 29 gün çektiği anlaşılır hale gelir.