Anadolu’nun kalbinde yer alan Erzincan, binlerce yıllık tarihiyle birçok uygarlığın izlerini taşıyor. İlkçağ dönemine dair bilgiler sınırlı olsa da, tarihçiler bu topraklarda M.Ö. ikinci binyılda Hurrilerin, Hayaslıların ve Azzilerin yaşadığını aktarıyor. Hititlerin büyük Anadolu İmparatorluğu döneminde ise Erzincan topraklarının bu uygarlığın hâkimiyeti altında bulunduğu düşünülüyor.
M.Ö. 900’lerde sahneye çıkan Urartular, Van’ı başkent yaparak sınırlarını Erzincan’a kadar genişlettiler. 1953 yılında Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından Altıntepe’de yapılan kazılarda ortaya çıkarılan Urartu eserleri, bölgenin bu güçlü krallığın etkisi altında kaldığını kanıtladı. Ancak M.Ö. 600’lü yıllarda Medlerin istilasıyla Urartu egemenliği sona erdi. Ardından Persler, Makedonyalılar ve Romalılar bölgede hâkimiyet kurdu.
Bizans döneminde sık sık İran ile savaşların yaşandığı Erzincan, 629 yılında Bizans İmparatoru Heraklius tarafından yeniden ele geçirildi. Ancak 7. yüzyıl ortalarında İslam orduları bölgeye ulaştı. Halife Hz. Osman döneminde Habib bin Mesleme komutasındaki İslam ordusu Erzincan’ı fethederek bölgeyi Müslüman yönetimine kattı. Abbasiler döneminde de Bizans saldırılarına maruz kalan Erzincan, 9. yüzyılda yeniden Arapların hâkimiyetine geçti.
1071 Malazgirt Zaferi sonrasında Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle birlikte, Alparslan’ın komutanlarından Mengücek Ahmet Gazi Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar’ı fethederek Mengücek Beyliği’ni kurdu. Erzincan, bu dönemde önemli bir ticaret ve kültür merkezi hâline geldi. Behram Şah döneminde ise kent büyük bir gelişme gösterdi; ancak yaşanan depremler sebebiyle o dönemden günümüze çok az eser ulaşabildi.
13. yüzyılda Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, Mengücek Beyliği’ne son verdi. Ardından Moğol istilasıyla bölge İlhanlıların egemenliği altına girdi. 14. yüzyılda Alaaddin Eretna’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle Erzincan Eretna Beyliği’ne bağlandı. Sonraki yüzyıllarda Akkoyunlular, Karakoyunlular ve Timur gibi büyük güçlerin mücadelesine sahne olan Erzincan, 1473’teki Otlukbeli Savaşı’nın ardından Osmanlı topraklarına katıldı.
1500’lü yıllarda Safevilerle yaşanan mücadelelerde stratejik bir konuma sahip olan Erzincan, Yavuz Sultan Selim’in 1514 Çaldıran Zaferi ile kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine geçti. Kanuni Sultan Süleyman’ın Tebriz ve İran seferleri sırasında da Erzincan önemli bir konaklama ve lojistik merkezi olarak öne çıktı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında 1916’da Rus işgaline uğrayan şehir, 1918’de Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu tarafından kurtarıldı. Cumhuriyet’in ilanı sürecinde Erzincan halkı da Atatürk’ün önderliğinde bağımsızlık mücadelesine destek verdi.
Ne var ki Erzincan, 1939 yılında yaşadığı büyük depremle bir kez daha yıkıma uğradı. On binlerce insanın hayatını kaybettiği bu felaketin ardından şehir yeniden inşa edildi ve bugünkü modern Erzincan ortaya çıktı.
Adını “Eriza” ya da “Aziriz” kelimelerinden aldığı düşünülen Erzincan, tarih boyunca birçok uygarlığın kültürel mirasını harmanlayarak bugün Anadolu’nun en köklü şehirlerinden biri hâline geldi.