MÖ 218 yılında Kartacalı komutan Hannibal Barca’nın Alpleri geçerek Roma’ya saldırı planı, tarihin en cesur askeri manevralarından biri olarak kayıtlara geçti. Ancak bu efsanevi yolculuk, Kartaca ordusu için kelimenin tam anlamıyla bir hayatta kalma savaşıydı.
Yaklaşık 40.000 piyade, 12.000 süvari, 37 savaş fili ve sayısız at ile yük hayvanıyla yola çıkan Hannibal, 25 gün süren zorlu Alp geçişinde korkunç kayıplar verdi. Dik yamaçlar, ani hava değişimleri, buzlu yollar ve yerli kabilelerin saldırıları birleşince tablo iç karartıcı hale geldi.
Alpler'in öbür yakasında sadece 20.000 piyade ve 6.000 süvari savaşabilecek durumda kaldı. Süvari birlikleri, dağlık arazilerde manevra kabiliyetini yitirirken, orduyu ayakta tutan lojistik hayvanların neredeyse tamamı yitirildi. 37 savaş filinden yalnızca üçü İtalya topraklarına ulaşabildi.
Zorlu doğa koşulları yalnızca insan gücünü değil, ordu donanımını da etkiledi. Kuşatma makineleri ve ağır teçhizat, dar dağ yollarında taşınamaz hale geldi; ya geride bırakıldı ya da parçalandı. Bu, Hannibal’ı savaş stratejisini değiştirmeye ve kuşatmalardan ziyade hareketli muharebelere yönelmeye zorladı.
Gıda stokları, barınma araçları ve diğer hayati lojistik malzemelerdeki kayıplar, seferin fiziksel olduğu kadar moral açısından da yıkıcı etkiler yarattı. Buna rağmen, hayatta kalan birlikler azimleriyle ayakta durdu. Yıpranmış ama kararlı ordu, Roma topraklarında uzun sürecek bir savaşa hazır haldeydi.
Hannibal’ın Alp geçişi, askeri tarih açısından yalnızca bir strateji dersi değil, aynı zamanda insan ve doğa arasındaki amansız mücadelenin bir simgesi haline geldi. Bu geçiş, zaferin bedelinin ne kadar ağır olabileceğini gözler önüne seriyor.





