Anadolu’nun kadim topraklarında yüzyıllardır süregelen geleneksel mutfak kültürü, günümüzde hâlâ canlılığını koruyor. Bu kültürün en önemli simgelerinden biri olan tandır ekmeği, Erzincan’da nesilden nesile aktarılan ustalıkla pişirilmeye devam ediyor. Hem yöre halkı hem de şehre yolu düşen ziyaretçiler için vazgeçilmez bir lezzet olan tandır ekmeği, yalnızca bir gıda ürünü değil, aynı zamanda köklü bir kültürel miras olarak öne çıkıyor.
Tandır ekmeğinin sırrı, üretiminde kullanılan geleneksel yöntemlerde yatıyor. Taş duvarlarla örülü tandır ocaklarında, yüksek ısıda ve odun ateşiyle pişirilen bu ekmek, özel hazırlanmış hamurun bir yastık yardımıyla tandırın kızgın iç yüzeyine yapıştırılmasıyla hazırlanıyor. Yalnızca 20 saniye gibi kısa bir sürede pişen tandır ekmeği, hem görünüşüyle hem de tadıyla dikkat çekiyor.
İncecik yapısı, hafif yanık aroması ve uzun süre dayanabilen formuyla Erzincan sofralarının baş köşesindeki yerini koruyan tandır ekmeği, özellikle köylerde hâlâ geleneksel yöntemlerle üretiliyor. Köylü kadınlar, geceden yoğurdukları hamurları sabaha kadar mayalanmaya bırakıyor. Ardından günün ilk ışıklarıyla birlikte, tandırlar yakılıyor ve ekmekler pişirilmeye başlanıyor.
Tandır ekmeği, yalnızca günlük tüketim için değil, uzun vadeli kullanım için de hazırlanıyor. Her ailenin ihtiyacına göre desteler halinde yapılan bu ekmekler, serin ve kuru ortamlarda muhafaza edildiğinde aylarca bozulmadan kalabiliyor. Bu yönüyle de hem ekonomik hem de pratik bir çözüm sunuyor.
Tandırda sadece ekmek değil, Erzincan’a özgü diğer lezzetler de pişiriliyor. Bunlardan biri de kete . Aynı tandırda pişirilen kete ve benzeri hamur işleri, bu geleneksel pişirme yönteminin çok yönlü kullanımına işaret ediyor.
Erzincan’da düzenlenen yöresel festivallerde de sık sık tanıtımı yapılan tandır ekmeği, şehrin marka değerlerinden biri haline gelmiş durumda. Gerek doğal malzemelerle hazırlanması, gerekse el emeğiyle yoğrulup pişirilmesi, bu ürünü hem sağlıklı hem de özel kılıyor.