Türkiye’nin florasına özgü olan ve halk arasında “ağlayan gelin” olarak bilinen ters laleler, artık sadece dağ eteklerinde değil, bilim dünyasının merkezinde de kendine yer buluyor. Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü bünyesinde oluşturulan Ters Lale Koleksiyon Bahçesi, uluslararası botanik camiasının ilgisini çekmeye başladı. İngiltere ve İskoçya’dan gelen bilim insanları, hem bu nadide bitkileri incelemek hem de sürdürülen ıslah çalışmalarını yerinde görmek için Erzincan’a geldi. Bu ziyaret, sadece bilimsel bir buluşma değil, aynı zamanda Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin dünyaya tanıtımı açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bilimsel Yayınlar Etki Yarattı: Erzincan, Botanik Haritasında Öne Çıkıyor
Enstitü bünyesinde 19 yıldır devam eden çalışmalar, “Türkiye Ters Lale Türlerinde Çeşit Geliştirme ve Yeni Çeşitlerin Sektöre Kazandırılması” projesi kapsamında şekilleniyor. Bugüne dek ‘Vuslat’, ‘Aslay’ ve ‘Doğu Güneşi’ isimli üç yeni tür tescillenerek süs bitkileri sektörüne kazandırıldı. Bu başarılar, uluslararası bilim camiasında karşılık buldu. İngiltere’den biyokimya uzmanı Dr. Robert Brian Wallis ve İskoçya’dan botanikçi Sarah Eugene Powell, bilimsel makaleler aracılığıyla Erzincan’daki bu özgün çalışmadan haberdar oldu. Doğal çiçek türleri üzerine uzun yıllardır çalışan ekip, özellikle fritillaria (ters lale) türlerine olan özel ilgileri sebebiyle bölgeye geldi.
“Türkiye’de İlk ve Tek”: Bilimsel ve Ekoturistik Değer Taşıyor
Enstitü Müdürü Samet Karataş, yapılan çalışmaların hem bilimsel hem de kültürel boyut taşıdığını vurguladı. “Bu koleksiyon bahçesi, Türkiye’de bu alanda ilk ve tek. Ters lalelerin korunması, tescillenmesi ve süs bitkileri sektörüne kazandırılması yönünde uzun soluklu bir çalışmanın ürünü,” diyen Karataş, bahçenin aynı zamanda ekoturizm açısından da dikkat çekici bir potansiyele sahip olduğunun altını çizdi. Karataş açıklamasında şunları söyledi: “Bugün sadece akademik çalışmaları olan bilim insanlarını değil, ekoturizme meraklı ziyaretçileri de bahçemizde ağırlıyoruz. Bu çalışmalarla hem genetik kaynaklarımızı koruyor hem de yerli ve milli çeşitleri çoğaltarak ekonomiye katkı sağlıyoruz.”
Araştırma Merkezi Gibi: Akademik Dünyaya Açık Bir Bahçe
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Kandemir de koleksiyonun bilimsel potansiyelini şu sözlerle anlattı: “Sadece süs bitkiciliğiyle sınırlı değil; bu bahçede yer alan türler aynı zamanda farklı bilimsel araştırmalar için kaynak niteliği taşıyor. Araştırmacılar, doğaya gitmeden birçok bitki örneğini burada inceleme şansına sahip oluyor.” Koleksiyonun zenginliği ve erişilebilirliği, farklı disiplinlerden gelen bilim insanlarının burada çalışmalar yürütmesini mümkün kılıyor. Böylece Erzincan, botanik biliminde bir cazibe merkezi hâline geliyor.
Botaniğe Gönül Verenler için İlham Verici Bir Durak
Bahçe sorumlusu Ziraat Mühendisi Meral Aslay, çalışmalarda emeği geçen isimlerden biri. Aynı zamanda tescil edilen ters lale türlerinden biri olan ‘Aslay’ da adını kendisinden alıyor. Aslay, “Bu bilimsel yayınların ardından yurt dışından misafirlerimizin ilgisi bizi çok memnun etti. Ülkemizin doğal zenginlikleri bilim insanları için ilham verici bir kaynak oluşturuyor,” ifadelerini kullandı.
Bilim İnsanlarından Tam Not
Ziyaretçilerin arasında yer alan Dr. Robert Brian Wallis, doğaya olan ilgisinin yıllara dayandığını belirterek şöyle konuştu: “Yıllardır yaban çiçekleri üzerine gözlemler yapıyorum. Buradaki çalışmalar, botanik bilimi adına gerçekten etkileyici. Kendi doğanızdaki bitkileri koruyup çoğaltmak ve bu süreci bilimsel zeminde yürütmek büyük bir başarı.” İskoç botanikçi Sarah Eugene Powell ise ilk izlenimlerini şöyle aktardı: “Bu bahçede gördüklerim olağanüstü. Henüz tamamını gezmedik ama şimdiden çok etkilendik. Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini görmek bizi oldukça heyecanlandırdı.”
Ters Lale Bahçesi: Sadece Bitki Değil, Kültür ve Bilim Köprüsü
Erzincan’daki Ters Lale Koleksiyon Bahçesi, sadece nadir bir çiçek türünün sergilendiği bir alan değil; aynı zamanda bilim, kültür ve doğayı buluşturan bir platform. Uluslararası bilim insanlarının ilgisini çeken bu bahçe, yerli genetik mirasın korunmasına yönelik başarılı bir örnek teşkil ederken, Türkiye’nin biyolojik zenginliğini dünyaya tanıtmaya da devam ediyor. Bu eşsiz botanik merkezinin, ilerleyen yıllarda daha fazla akademik ve ekoturistik çalışmaya ev sahipliği yapması bekleniyor.
KAYNAK: AA





