Son yıllarda dünya genelinde popülerliği artan aronya meyvesi, Türkiye’de de ılıman iklime sahip birçok bölgede başarılı bir şekilde yetiştirilmeye başlandı. Koyu mor ve siyah tonlarda üzümsü meyveleriyle dikkat çeken aronya, sağlıklı yaşam trendleriyle paralel olarak çiftçiler arasında da ilgi odağı haline geliyor.
Anavatanı Kuzey Amerika, Türkiye’de Yükselen Bir Değer
Anavatanı Kuzey Amerika olan Aronia melanocarpa türü, Rusya ve Doğu Avrupa’ya yayıldıktan sonra 2012’den itibaren Türkiye’de de yetiştirilmeye başlandı. Orta pH’lı, iyi drene olan ve organik maddece zengin topraklarda en iyi verimi veren aronya, ılıman iklim koşullarına kolay uyum sağlıyor. Bitki 2-2,5 metreye kadar büyüyen çalı formunda ve çok yıllık bir yapıya sahip.
Dikimden Hasata Kadar Aronya Yetiştiriciliği
Aronya yetiştiriciliğinde fidan dikimi büyük önem taşıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı onaylı sertifikalı fidanların tercih edilmesi verim ve kalite açısından öneriliyor. Dikim için güneye bakan, hafif meyilli araziler uygun bulunuyor. Sıra arası mesafe makineyle hasat için en az 4 metre, sıra üzeri ise 0,75-1,25 metre olarak ayarlanıyor. Tüplü fidanlar yanmış çiftlik gübresiyle karıştırılan toprak harcına yerleştiriliyor. Dikimden sonra sulama ve azot gübrelemesiyle genç bitkiler destekleniyor.
Hasat dönemi genellikle ağustos sonu ile eylül başı arasında gerçekleşiyor. Tam olgunlaşan meyveler koyu mor renkte ve tatlı-tart aromaya sahip oluyor. Elle ya da makineyle toplanabilen aronya meyvesinin kalitesi, hasat zamanına bağlı olarak değişiyor.
Aronya Yetiştiriciliğinde İklim ve Toprak İhtiyaçları
Aronya dona dayanıklı olması ve geniş iklim toleransıyla dikkat çekiyor. İlkbahar geç donlarından sonra çiçek açan bitki, -30 dereceye kadar soğuklara direnç gösterebiliyor. Türkiye’de Akdeniz ve Ege sahilleri dışında her bölgede başarılı şekilde yetiştirilebiliyor. Toprak olarak ise pH değeri 6-6,5 arasında olan, nemli ve organik maddece zengin alanlar tercih ediliyor.
Az Girdi, Çok Getiri: Aronya Yetiştiriciliğinin Avantajları
Aronya meyvesi, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı sayesinde az ilaç kullanımına ihtiyaç duyuyor. Kanadı noktalı sinek, yaprak biti gibi zararlılar kontrol edilerek doğal yetiştiricilik mümkün oluyor. Ayrıca düzenli gübreleme, sulama ve yabancı ot mücadelesi ile verim artırılabiliyor.
Sağlık ve Ekonomi İçin Yeni Fırsat
Antioksidan ve vitamin zengini aronya, kanserle mücadeleden kalp sağlığına kadar pek çok fayda sunuyor. Meyvesi taze tüketilebildiği gibi meyve suyu, çay, kozmetik ve gıda sanayinde de kullanılabiliyor. Bu yönüyle aronya, çiftçilere ekonomik açıdan da yeni bir gelir kapısı açıyor.
1 Dönüme Kaç Fidan Dikilmeli?
Dikim aralığına bağlı olarak 1 dönüme 180 ile 220 adet fidan dikilmesi öneriliyor. Bu sayı, bitkilerin sağlıklı büyümesi ve verim için yeterli alan bırakacak şekilde planlanmalı. Arazinin toprak ve iklim koşullarına göre uygun dikim mesafesi yerel uzmanların desteğiyle belirlenebilir.
Aronya, Türkiye’de tarımsal çeşitliliğe yeni bir soluk getiren, kolay yetiştirilen ve sağlık açısından faydalı bir meyve türü olarak yükselişini sürdürüyor. Doğru dikim, bakım ve hasat uygulamalarıyla çiftçiler için kazançlı bir alternatif haline geliyor.