Uzayın derinliklerinde, yüzeyin altında gizlenen binlerce mağara bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Bu doğal oluşumlar, hem geçmişteki yaşam izlerini aramak hem de gelecekteki uzay görevleri için sığınaklar oluşturmak adına büyük önem taşıyor.
Tübitak Bilim Genç'te yayınlanan bir makalede yer alan bilgilere göre, bugüne kadar 11 gezegen ve uyduda 3.500’ün üzerinde potansiyel mağara tespit edildi. Bu gök cisimleri arasında Ay, Mars ve Jüpiter ile Satürn’ün uyduları da var. Hatta kuyruklu yıldızlar ve asteroitlerde de mağara oluşum süreçleri tespit edildi. Dünya dışındaki mağaralarda yapılacak çalışmalar çok önemli bilimsel keşiflerle sonuçlanabilir. Örneğin gök cisimlerinin derinlerinin incelenmesiyle bu cisimlerin oluşum süreçleri hakkında önemli bilgiler edinilebilir. Hatta toplanacak veriler, Dünya’nın oluşum sürecinin daha iyi anlaşılmasına da yardımcı olabilir.
Dünya dışındaki mağaralar, yaşam izleri aramak için de uygun ortamlar olabilir. Örneğin Mars’taki mağaraların derinleri, gezegenin yüzeyine kıyasla, hem radyasyona hem de şiddetli fırtınalara karşı daha korunaklı. Ayrıca bu mağaraların ortam sıcaklığındaki salınımlar yüzeye kıyasla daha düşük olabilir. Dolayısıyla eğer bugün Mars’ta yaşayan mikroorganizmalar varsa ya da uzak geçmişte Mars’ta canlılar yaşamışsa, mağaralar bu canlıların izlerini aramaya en uygun yerler olabilir. Dünya dışındaki mağaralar uzayı keşfe çıkacak astronotlar için de korunaklı bir ortam sağlayabilir. Örneğin Ay ya da Mars’a gidecek astronotları yüzeydeki radyasyondan ve diğer tehlikelerden korumak için yaşam alanlarının mağaralar içine kurulması düşünülebilir. Eğer bir gün uzaydaki mağaralar keşfedilmeye başlanacaksa, bu, insanlardan önce robotlarla mümkün olacaktır. Günümüzde uzayı ve Dünya dışındaki mağaraları keşfedecek robotlar geliştirmek için çalışmalar yapılıyor. Gelecek 5-10 yıl içinde Ay’daki ya da Mars’taki mağaraları keşfedecek ilk robotlar uzaya gönderilebilir.