Bayram sabahı bir nineyi ağlarken gördüm. Yalnızlığında tek dostu bastonuydu. Neden ağlıyor diye düşündüm... Hayat arkadaşı ona artık yalnız devam etmesi gerektiğini söylemiş ve gitmişti ya... Yoksa ona mı gücenmişti? Anlayamadım! Ama bayramların, sevinçler, gülücükler olması gerektiği anlatılırken bize, ben gözünde damla damla su biriktiren bir çınar gördüm. Saçlarının da yüreğinin de mevsimi kıştı. Karlı havalar çoktan gelmişti onun dünyasına. Gözü kapıda, gönlü ise uzakta olan yakınlarındaydı... Yüzünde yazıyordu sanki eski bayramları ne kadar çok özlediği! Bayrama yakışır tarzda bir pamuk şekeri gibiydi. Torunlarının cıvıltısıyla evinin süslenmesini bekliyordu. Şekerlere bakıp çocukluğunu düşünüyor, kalabalık sofralarının mutluluğunu anımsıyordu. Akrabalarıyla yediği yemekleri, gülüştükleri hatıraları canlanmıştı gözünde.Çünkü  ufak bir tebessüm çizdi yüzüne. Sonra benimle sohbet etmeye başladı. Anlatacak o kadar çok şeyi vardı ki. Biriktirdiği hüzünleri üzerinden atmak istiyordu. Evlatlarının çocukluklarında bayramı ne büyük bir heyecanla beklediğini söyledi. Son iftarı, sahura kalkmayacaklarını düşündüklerinde bir burukluk duyduklarını için için anlattı.Kulakları duymayan bu ninemin gönlü, en ufak bir sevgiyi bile hissediyordu! Babasının aldığı bayramlığın heyecanını dile dökerken tatlı bir sebep oluştu gülmesi için. Şimdiki çocuklar çok doyumsuz diyordu. Bayramlarsa tatile gitmek için bir fırsat olmuştu. Peki ama bu böyle nereye kadar devam edebilir ki? Çocuklarmıza saygı göstermeyi nasıl öğreteceğiz? Bir ninenin gözünü nemli bırakarak mı?..
        Eskiden bayramlar konu komşu, akrabaları gezmeye yetmezken şimdi karşı komşumuza selam veremiyoruz. Bu güvensizliğin nedeni ne? Çocuklarımızın gözlerinden sevgiyi mi yoksun bırakıyoruz? Adım adım yaşlanırken, bayramlara hüzünleri doldurduk. Hüzünleri bir kenara atıp muhabbetleri arttırmalıyız. Sevelim, sevilelim kimsesizlerin kimsesizinden sevgi isteyelim. Huzur evlerini ziyaret edip yaşlı kalplerin solmuş gönüllerini yeşertelim.İki dirhem bir çekirdek olmuş dedeleri, nineleri şenlendirelim. Sadece yaşamış olmak için yaşamayıp, taptaze gönüllerini de bayramı da boynu bükük bırakmayalım.