ILLUMİNATİ: İlluminati, 1 Mayıs 1776 da Adam Weishaupt tarafından Almanya Bavyera'da kurulmuştur. Weishaupt, Ingolstadt Üniversitesinde hukuk profesörü iken masonik eğilimlere merak sarmış ve bir gizli örgüt kurmuştur. Ama hükümete karşı bazı hareketler de içeren yayınları nedeniyle 1786'da polis tarafından basılmış ve ondan sonra da tamamen yeraltına inmiştir. İlluminati'nin daha sonra çok güçlendiği ve 1833'de Yale Üniversitesinde General William Russel tarafından Skulls and Bones Society olarak kurulduğu (SBS) rivayet edilmektedir. Yani bir rivayete göre SKS İlluminati'nin ABD'deki devamıdır. 

      İlluminati adını ve üyelerini inanılmaz bir sır gibi saklayan ölümcül bir kuruluştur. Bugün hemen her ülkede mevcuttur. Özel eğitim, tören ve alt kültürlerden gelmeyenler İlluminati'ye kabul edilmezler. ABD başkanlarının pek çoğu İlluminati'den ya icazet alırlar ya da üyesidirler. İlluminati o kadar gizlidir ki, varlığından bile bahsedilmez. Bu gizli örgüte ihanet edenlerin cezası kayıtsız şartsız ölümdür. Illuminati'nin NATO ile veya Gladyo gibi yeraltı örgütleri ile de ilişkisi olduğu sanılmaktadır. Bunun tek istisnası timaş yayınlarından çıkan  "illuminati" adlı eserdir.

     CFR  ( COUNCIL OF FOREIGN RELATIONS )&( DIŞ İLİŞKİLER KONSEYİ ): 'Council of Foreign Relations' (CFR), Yahudilerin dünya politikasını kendi kontrolleri altında tutmak amacıyla Yahudi Walter Lippman önderliğinde kurulmuştur.( Bknz: Lectures Françaises, sayı 214, sf.31-34) Bu kuruluşun bütün maddi giderleri Yahudi J.P.Morgan & Co, Cornegie Vakfı, Rockefeller ailesi ve öteki Yahudi Wall Street bankerleri tarafından karşılanır. Bu çevrelerin yoğun destekleriyle kurluşundan çok kısa bir süre sonra dış politikada etkili rol oynamaya başlamıştır. ABD eski Yahudi Dışişleri bakanı George Schultz sinegogda konuşmada. George Shultz: - İsrail özgürlüğün büyük gücü ve ABD'nin stratejik ortağıdır. (Atlanta Council of Jewish Federations, 19 Kasım 1983)Washington'daki Dışişleri Bakanlığı göstermelik bir kurumdur. Amerika'nın gerçek  'Dış İşleri Bakanlığı'; CFR'dir. ABD'nin 6 başkanının dışişleri danışmanlığını ve CFR başkanlığını yapan John Mcloy bu konuyu şöyle ifade etmiştir: '- Yeni bir isme ihtiyacımız olduğunda CFR üyelerine bir göz atmamız ve New York'u aramamız yeterliydi.' (People's Almanac, sf.87) CFR son 50 yılın Dışişleri Bakanlığı için eğitim ve çıkış yeri olmuştur. John Foster Dulles'le başlayan tüm Dışişleri Bakanları sadece biri hariç CFR üyesiydi. Bu bakanlar, Dean Rusk, Cyrus Vance, Edmund Muskie, HENRY KİSSİNGER, George Schultz, Alexander Haig'tir. 
     Bill Clinton, Antony Lake, Al Gore, George Bush, Warren Christopher, Colin Powell, Les Aspin, James Woolsey (eski CIA direktörü) gibi isimlerin CFR isimli bir komisyona kayıtlı olmaları herhalde sizleri bunca bilgiden sonra şaşırtmaz. Elimizdeki listeler burada yayınlanamayacak kadar fazladır. Ama dünyadaki en ciddi karar mercilerine gelenlerin bağlı oldukları bir örgüt olması herhalde doğal karşılanabilir, üstelik bunların bazıları Bilderberg veya Skulls and Bones Society üyesidirler. Yani hiç kimse hak ettiği ve olması gerektiği için bir pozisyonda değildir bu Yeni Dünya Düzeni'nde. İplerin altında ne kadar iyi oynayabildiği, ne kadar sır tuttuğu ve bu örgütlere ne kadar bağlı olduğu önemlidir onlar için.
21 Temmuz 1921'de New York'ta kurulmuştur (Marrs 2000; Ross 2000). Daha ziyade New York ve Washington DC'de yaşayan elitlerden oluşan CFR'nin bugün finans, iletişim, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarda en etkin konumlarda bulunan 3 bin 300 üyesi mevcuttur. Bu sayı bir zamanlar bin 600 ile sınırlıydı. Özellikle tüm FBI, CIA, DIA, DEA ve başka istihbarat şefleri bu örgütün de elemanıdır ve CFR'nin ilkelerinden dışarı çıkamazlar. CFR, 2. Dünya Savaşı'nda çok önemli bir rol oynadığı gibi, yayınladığı Foreign Affairs isimli dergi ile de çalışmalarını tüm dünyaya duyurur. CFR her ne kadar gizli olmayan bir görünüme sahip olsa da, bu gerçek değildir. CFR, SBS, Bilderberg gibi çok gizli bir örgüttür. 

      CFR Yahudi finansörlerce kurdurulmuştu. CFR'nin kuruluşunda böylesine belirgin bir Yahudi etkisi olması, kuşkusuz üzerinde düşünülmesi gereken bir noktadır. Yahudi önde gelenleri, Amerikan yayılmacılığına öncülük edecek ve kurulduğu tarihten sonra da Amerikan dış politikasına büyük etki yapacak olan böyle bir kuruluşun oluşumuna acaba neden öncülük etmişlerdir?     Bu noktada akla, "bu doğal bir şey, tarih boyunca sermaye sahipleri politikayı etkilemişlerdir" gibi bir açıklama gelebilir. Olaya böyle bakıldığında da Amerika'daki pek çok sosyalistin yaptığı gibi CFR bir "burjuva örgütü" olarak tanımlanabilir, "yüksek sermayenin politika üzerindeki denetim mekanizması" olarak yorumlanabilir.     
      Ama burada konuyu değerlendirirken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir nokta var. Çünkü CFR'yi kurduran finansörlerin "Yahudi olma" gibi ortak bir özellikleri vardır. Daha da önemlisi, hepsi "Yahudi oluşlarına" çok önem veren, bu nedenle Amerika'daki, hatta dünyadaki sayısız Yahudi örgütüne destek olan kişilerdir. İsrail Devleti'nin ilk aşaması olan Filistin'e Yahudi göçü projesinin en önemli destekçileri de aynı kişilerdir. Evlenirken hep "ırk-arasında" eş seçimi yapmaları bile, söz konusu sermayedarların önemli bir "ırk bilinci"ne (daha doğrusu saplantısına) sahip olduklarını gösteriyor.    
     Dolayısıyla, bu kişilerin Amerikan politikasını yalnızca kendi kişisel ekonomik çıkarları için yönlendirmek istediklerini düşünmek eksik bir değerlendirme olacaktır. Sahip oldukları güçlü "ırk bilinci", mutlaka CFR'yi kurdurmalarında önemli rol oynamış olmalıdır. Amerikan dış politikasını herhangi bir "Yahudi olmayan" Amerikalı sermayedardan farklı olarak kendi kişisel çıkarlarının da ötesinde, Yahudi ırkının çıkarları doğrultusunda yönlendirmek istemiş olmalıdırlar.     Olayı daha geniş bir açıdan incelediğimizde ise, sözkonusu açıklama daha da kesinlik kazanmaktadır. Amerika'nın, başından beri Yahudi önde gelenleri tarafından Mesih Planı için kullanışlı bir aygıt olarak düşünüldüğünü, Kabalacı Kolomb'un kıtayı, "Yahudiler için iyi bir yer" olması niyetiyle "keşfettiğini" hatırlarsak, ABD'nin misyonunu daha iyi anlayabiliriz. Yahudi önde gelenlerinin, Mesih Planı için kullanabilmek amacıyla, ülkeyi en başından beri kontrol altına almaya çalıştıklarını, bu nedenle masonluğu kendi elleriyle Yeni Dünya'ya getirdiklerini göz önünde bulundurduğumuzda, ya da Püritenlerin ülkeye nasıl "judaizer" misyonunu yüklediğini hatırladığımızda, Amerika için biçilen işlevi daha açık bir şekilde görebiliriz.
     ABD, başından beri, Yahudi önde gelenlerinin denetimi altında olacak dünya-hakimi bir güç şeklinde tasarlanmıştır. Amerika'yı dış müdahaleye, yayılmacılığa zorlayanların da yoğun olarak Yahudiler, ya da onlarla "ittifak" içindeki masonlardan oluşması bunun önemli bir göstergesidir. Önceki sayfalarda Amerika'yı ilk kez emperyal bir güç haline getiren İspanya savaşının Yahudi medyası tarafından kışkırtıldığına değinmiştik. Amerika'nın I. Dünya Savaşı'na girişi de Wilson'ın akılhocaları, yani Yahudiler aracılığıyla olmuştur. Amerikalı gazeteci Andrew I. Killgore da, Amerika'nın I. Dünya Savaşı'na girmesindeki Yahudi etkisine dikkat çekiyor. Killgore'un yazdığına göre, Dünya Siyonist Örgütü liderleri, İngiliz hükümetini Siyonizme destek veren Balfour   
     Deklarasyonu'nu yayınlaması için zorlarken, deklarasyon yayınlandığında kendilerinin de Amerikalı soydaşları aracılığıyla ABD'yi İngiltere'nin yanında savaşa sokacakları sözünü vermiş ve gerçekten de İngiltere'yi bu konuda ikna etmişlerdi.     Olayı bu çerçeve içinde değerlendirdiğimizde, CFR'deki belirgin Yahudi etkisi çok daha anlamlı hale gelmektedir. Çünkü Mesih Planı, Mesih gelmeden önce de, dünyada Yahudi-kontrollü bir sistemin belli ölçüde kurulmasını öngörmektedir. Kabalacılar'ın kehanetleri yorumlayış şekli, Mesih'in gelişinden önce, pek çok sonuca "insan eliyle" varılacağı yönündedir.
     Dolayısıyla inanışa göre Yahudilerin Mesih gelmeden de belirli bir egemenlik kurmaları gerekmektedir; Mesih'in bu hazır düzenin kontrolünü ele alacağı ve "metafizik" katkılarla egemenliği daha da sağlamlaştıracağı beklenmektedir. ()       Kabalacıların yorumu böyleyken, dünyadaki en büyük politik ve askeri gücü olan ABD'nin "ırk bilinci" yüksek Yahudiler tarafından oluşturulan kurumlar aracılığıyla yönetiliyor olmasını bir tesadüf olarak yorumlamak akılcı gözükmemektedir. Görünen, Amerika'nın, Mesih Planı'ndaki önemli misyonunu CFR gibi kurumlar sayesinde yerine getirdiğidir.

      CFR'nin 'Rockefeller Bağlantısı'    Üstteki yorumların ardından açıklık getirilmesi gereken bir nokta vardır: CFR, üstte değindiğimiz Yahudi finansörler tarafından oluşturulmuştur, ancak, CFR'nin denetimi, ilerleyen yıllarda bir başka büyük sermayedarın, Rockefeller ailesinin eline geçmiştir. Bunun nedenine az sonra değineceğiz, önce kısa bir şekilde Rockefeller ve CFR ilişkisine göz atalım.    
    Dan Smoot, CFR'nin güç ve etkisinin kurulduğu yıldan sonra istikrarlı bir biçimde arttığını bildiriyor. Örgütün tarihindeki dönem noktasını ise, 1927 yılı olarak belirliyor. Çünkü 1927 yılında, CFR'yi finanse eden sermayedarların arasına çok önemli bir isim daha katılıyor. Sonradan CFR'nin en büyük finansörü ve dolayısıyla arkasındaki asıl güç haline gelecek olan isim, ünlü "petrol kralı" Rockefeller ailesi.     1929 yılında CFR, Rockefeller'ın verdiği para ile, bugünkü adresine taşınıyor: The Harold Pratt House, 58 East 68th Street, New York City. 1930'lu yıllardan sonra Rockefellerlar, CFR'ye iyice hakim oluyorlar. 1939 yılında, Konsey'in Dışişleri Bakanlığı için araştırma ve tavsiyeler yapması için bir anlaşma yapılıyor. Rockefeller Vakfı, bu çalışmaların giderlerini üstlenmeyi kararlaştırıyor. O tarihten sonra da Rockefellerlar, CFR'nin en büyük maddi destekçisi oluyorlar. 1940-1945 yılları arasında Rockefellerlar'ın Konsey'e akıttığı para 300 bin doları aşıyor.