Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa; İtalya dahası, Batı çok asabi, gergin… Gelecek endişesi yaşıyorlar, geleceği kendileri açısından tehlikeli görüyorlar. O kadar zavallı ve acizler ki, bir futbol müsabakasında Türk futbolcuların asker selamı vermesi bile uykularını kaçırıyor.

            Siyasi ve ekonomik bağımsızlığını kazanmış, esaret maltındaki mazlumlara umut ve fer ışığı olan bir Türkiye delirtiyor bu şımarık Avrupa’yı.

            Yıllarca ırkçılık, kavmiyetçilik üzerinden siyaset ürettikleri, Sünni, Şii, Kürt kartını hep güncel tutup sistemin çarklarının gıcırtısız işlettikleri bir devrin artık kapanmaya başladığını görmeleri bunları delirtiyor.

            Gafletin uykusunda körebe oynayıp yangın bacayı sardıktan sonra kafalarına vuranlar, şimdi Türkiye’nin asil ve haklı mücadelesine şapka çıkarıyorlar.

            Fitne ve fesat kazanını yerli işbirlikçilerini de yanına alarak Ortadoğu’da kaynatıp içten karıştırarak birbirine kırdıran, çaresiz duruma düşürdükten sonra da kurtarma edası ile Nato üyesi Türkiye’nin şöyle bir sırtını sıvazlayayım, “yaşananlar ortak paydamızdır” palavrası ile onların topraklarına gireyim devri artık kapanmıştır.

            Ülkemizin enerjisini emen en büyük marazların başında slogan atan değil attırılan, konuşan değil konuşturulanlar, yazan çizen değil, yazdırılan ve çizdirilenler, İsrafil’in sur’u çalsa dahi uyanmayacaklar olsa da, milletimizin kahır ekseriyetinin Ülkemizin haklı ve kararlı mücadelesine verdiği destek, siyasi ve askeri alandaki başarılarımızın elde edilmesinde kamçılayıcı bir güçtür.

            Sıcak savaşlarda hep yenilen Batı ve onun işbirlikçileri şimdi soğuk ve sinsi savaşı devreye sokup bir kısım taşeronları aracılığı ile Ülkemizin hızını yavaşlatmaya ve gelinen noktayı akim bırakmaya Türk ve Kürt kartını devamlı sıcak tutarak terör örgütlerini Kürtlerin temsilcisi gibi göstermeye çalışsalar da artık masada bile argümanlarını, belgelerini, fezlekelerini ortaya koyup, blöfünüzü görüyorum deyip rest çeken bir Ülke var.

            Dünya ekonomisinin can damarı, geçer akçesi olan petrolün İslam Ülkelerinin elinde olmasına rağmen sahip çıkmamaları artık dert ve sorun olmaktan çıkmış ve buna mukabil Ortadoğu’da ayakları yere basan dipdiri bir Türkiye’nin varlığı, emperyal güçlerin oyununu bozmuştur.

            Amerika’nın, dolayısı ile Avrupa’nın Türkiye ile ortak paydasının olduğunu hiç bilen var mı bilmiyorum. Şimdiye kadar sofraya oturanlar onlar, seyredenler hep biz idik. İstediği ile barışan, istediği ile savaşan, istediğine küsen, istediğine kızan şımarık, hak hukuk bilmez Batı’nın pisliklerini göstere göstere yüzüne vuran bir Ülkeyiz.

            Artık Batı’nın bizim hakkımızda ne düşündüğü değil, asıl bizim onların hakkında ve Ülkemizin geleceği hakkında ne düşündüğümüzdür. Milletimiz artık bu bilince ulaşmıştır.

            Tabii ki bunlar kolay olmadı…

            Siyasi ve ekonomik bağımsızlık, savunma sanayin de geçekleştirilen atılımlar, dışa bağımlılığın asgari düzeye indirilmesi, güçlü ve kararlı siyasi iradenin neticesinde gerçekleşti.

            Ülkemizin a’li menfaatleri ön planda tutularak, birlik ve dirliğimize uzanan, kardeşçe yaşama azmimize kastedenlere karşı gösterdiğimiz direnç ve kararlılık, sıkıntılarımızın sonucunda sancılı ama kutlu bir doğuma kavuşmanın müjdecisi olacak İnşallah.

            Şüphesiz her sıkıntı ile beraber bir kolaylık vardır.( İnşirah Suresi 5-6 Ayetler)

            Zira her sıkıntı bir kolaylığa gebedir. Ancak (Haml) sıkıntı müddetine sabretmek gerekir.

            Zirvelerin yolu vadilerden başlar ilkesi ile hedef belirleyen Ülkemiz, azim, sabır, cesaret ve kararlılıkla yola çıkmıştır.

Neticesi de şeker-şerbet olacaktır Biiznillah.