Değirmenci, dernek adına yürüttükleri çalışmalar hakkında bazı bilgiler verdi. Neden yardım eli uzatılması gerektiğini de detayları ile birlikte açıklayan Değirmenci açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Yaklaşık 30 yıl STK’larda aktif çalışıyorum. Yaklaşık 10 yıldır Yardım eli Derneğinde faaliyet gösteriyorum. Anadolu’yu dolaşıyorum. Sık sık Afrika’ya gidiyorum. Sudan’da bir kampımız var. Ülkenin çocuklarını eğitiyoruz. Yetim çocuklara el attık sınavla seçiyoruz çocuklarımızı. 3 Dil öğreniyorlar. İnşallah gelecekte ülkede söz sahibi olacaklar. Bir çok yerde eğitim kamplarımız var. Bizim amacımız beyinlere hitap etmek. Burada 81 ilde aktif olarak çalışıyoruz. Erzincan’da yeni yeni yapılanıyoruz. Burada bağışçılarımız gönüllülerimiz var.

Ben Dünyanın birçok yerini gezdim. Örneğin Avrupa’ya gittim orada insanların ruhu sıkılmış. Afrika’ya gittim, orada insanlar mutlu ama sefalet var. Bu sefaletin nedeni onların 400 yıllık sömürü altında olması. Ve hala sömürülüyorlar. Dünyanın en önemli yer altı kaynaklarına sahip bu insanlar açlıktan ve susuzluktan ölüyorlar. Biz Afrika’nın bu sefaletini tok edemeyiz ama biz Türkiye olarak öyle güzel tohumlar atıyoruz ki Türk olarak bizi karşıladıklarında diyorlar ki biz ellerimizi açtık yıllardır dua ettik, biz Allah’tan sizi istedik, tam dualarımız kabul olmadı diye düşündüğümüz anda Allah sizi bize gönderdi. Ve bize şunu diyorlar, siz Osmanlı torunları hoş geldiniz geç kaldınız bu zamana kadar nerdeydiniz. Bizler bu şekilde karşılanınca duygularımız depreşiyor. Sonuçta bizi biliyorlar bizim başarımız onları gururlandırıyor. Bu nedenle duracak zaman değil. Kendi kabuğumuzu kırmamız gerekiyor. Ben inanıyorum ki Erzincan’da ki eğitim seviyesi düşük en sıradan bir annenin kapasitesi, düşünsel yapısı Afrika’nın bütün insanlarından vizyonu daha geniştir, ileri görüşlüdür, kapasitelidir. Neden dersek biz imparatorluk varisleriyiz. Biz Türkiye olarak aynı evin insanıyız, Türk, Kürt, Laz Çerkez, vs. Bu önder olmayı bu çağda Allah Türkiye insanına nasip etti. Bunu yurt dışına çıkınca görüyorum. Buradayken bunu fark etmek, nasıl göründüğümüzü fark etmek imkânsız. Herkesi yurt dışına giderek oradan Türkiye’ye bakmalarını istiyorum.

Erzincan’da ilgilendiğimiz bazı muhtaç aileler var. Erzincan’da güzel işler yapmak isteyenler olabilir, ne yapacaklarını bilemeyen insanlarımız var. Onlar bize gelsin yardımcı olalım. Biz veren el ile alan el arasında köprüyüz. Bize gelsinler yaptığımız yapacağımız çalışmaları onlara gösterelim. İyilik yapmak yalnız benim değil, vicdanı olan aklı olan herkese çağrım, bir iken yan yana gelip on bir olalım. Bir araya gelirsek çok uzaklara ulaşabiliriz, çok güçlü olabiliriz. Bu dönemde güven duygumuz zedelendi. Bu zamanda yoğurdu üflemeliyiz. Bizler TİKA kuruluşuna bağlıyız. Türkiye adına yurtdışında faaliyet gösteriyoruz. Vatandaşlarımızdan isteğim bir çocuk sahiplensinler, onu sefaletten, cehaletten, yokluktan kurtarın, bu çocuğu takip edin, o çocuk ailenize bereket getirecektir. O çocuğun büyümesini izleyin.

Bizler iki dünyalı insanlarız. Yarın ahrette o baktığımız çocuk bizim elimizden tutup, “ey rabbim bana kardeşlik yaptı. Bana verdiğin nimetten ona da ver” diye dua edeceğine eminim. Bu nedenle bir araya gelerek güzel işler yapmamız lazım. Sonuçta dünya üzerinde ki en cömert insan Türk insanıdır. Rabbim bizi alan değil her zaman veren el yapsın. Mesela kurtuluş savaşından sonra zor dönemler geçirdik. Bu dönemde Pakistan bize çok yardım etti. Bu nedenle biz daima Pakistan halkını kendimize kardeş olarak biliriz. Dünyanın her tarafında bizler tohumlar atıyoruz.”

Değirmenci açıklamasının devamında ise; “Afrika kıtası coğrafi konumu ve yapısı nedeniyle sıcak bir iklime sahip. İklim değişikliklerinin de etkisiyle dönem dönem büyük kuraklıkların yaşandığı Afrika’da su kaynaklı kitlesel ölümler yaşanıyor.

Yardımeli Derneği olarak Afrika’da hastalıkların ve ölümlerin önüne geçebilmek için 11 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Afrika genelinde Su kuyuları, Kurban ve Ramazan bayramları faaliyetleri, Kardeş Aile, Süt Keçisi, Katarakt Ameliyatları, Yetimhane ve Hastane olmak üzere bir çok acil ve kalıcı insani yardımlarımız oldu. Afrika’da yürüttüğümüz proje ve çalışmalarımız geçici değil kalıcı çözümler üretmeye yönelik oldu.

2011 yılında Somali’de yaşanan büyük kuraklığın ardından bugün, Somali tekrar kuraklığa bağlı yeni bir krizinin pençesinde. 12 milyon nüfuslu ülkede 6 milyon insanın hayatını riske eden büyük bir kriz yaşanıyor. 2011 yılında yaşanan ölümcül kuraklık sonrasında 250 bin insan hayatını kaybetmiş, Kenya ve Etiyopya gibi ülkelere kitlesel göçler yaşanmıştı. Henüz 2011 krizinin yaraları tam manasıyla sarılamamışken maalesef ülke yeni bir açlık ve susuzluk felaketinin eşiğinde. 

Somali'nin kuraklıktan etkilenen Garbaharey bölgesine Yardımeli Ekiplerimiz Acil Gıda Yardımları kapsamında 1000'lerce aileye ilk etapta temel gıda maddelerini ulaştırdı. Bölgeye ciddi ulaşım sıkıntılarını aşarak ulaşan ekiplerimiz, yaptıkları inceleme ve gözlem neticesinde kurumuş dere yatakları ve daha önceden insanların su ihtiyaçlarını karşıladıkları göletlerin tamamen kurumuş olduğunu aktardı.

Kuraklıktan etkilenen bir başka bölge olan Baidoa bölgesinde koleradan çocuk ölümleri yaşanıyor. Yardımeli Derneği Mogadişu Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi sağlık ekiplerimiz buradaki hastanelere, kolera tedavisinde kullanılacak serum, antibiyotik ve diğer ilaçlardan oluşan acil sağlık yardımlarını ulaştırdı. Bölgenin su kaynakları yetersiz ve kirli olduğu için koleraya bağlı ölümlerin artmasından endişe ediliyor.

Ayrıca açlık krizinin yaşandığı Yemen'de, Yemen'deki partner kuruluş aracılığı ile gıda yardımlarını Yemenlilere ulaştıran Yardımeli; bağışçıları tarafından gönderilen emanetleri yerlerine ulaştırmaya devam ediyor” dedi. 

Editör: Doğu Gazetesi