18 – 24 Mart tarihleri arasındaki hafta, “Yaşlılar Haftası” olarak değerlendiriliyor.
Hafta dolayısıyla, ilgili kurumlarca etkinlikler düzenleniyor. Bu arada Erzincan Belediyesi’de, kültürel etkinlikler çerçevesinde bir program düzenlemiş. İyi de etmiş. Neredeyse, çeşitli konularda yada sorunlarda topluma mesajlar verilmesine yönelik “ Haftaların” sık sık gündeme geldiği günümüzde, “Yaşlılar Haftası” içinde niye etkinlikler düzenlenmesin. Yaşlılar niye saygı ile anılmasın..
Yaşlılık hayatın bir gerçeği. Her toplumun bir yaşlılar kuşağı var.. Yaş “Yaşlılık” olarak kabul edilen sınırda olan her insan toplumumuzda “Yaşlı olarak” tanımlanıyor.
“Yaşlılık” bedensel güçlerin azalması, aynı dönemde zihinsel yeteneklerin zayıflaması, görme, işitme duygularının azalması. Fiziksel hareketlerin esnekliğini kaybetmesi olarak tarif ediliyor.. Ama her yaşlı insanda aynı belirtiler olmayabiliyorsa da, hemen her yaşlıda bedensel güçlerin azaldığı bir gerçektir.
Yaşlılığın olumlu yönleride vardır elbet. Çocukluğunu, gençliğini, olgunluk çağını yaşamış ve yaşlanmış bir insanın, hayattan çok şey öğrendiği, bilgi birikimine sahip olduğu kabul edilir. O nedenlede, danışılan, deneyimlerinden yararlanılan toplumun saygın kişileridir yaşlılarımız. Yine onun içindirki onlara gereken önemi vermeli, saygı göstermeliyiz.
Ne varki; zamanımızda yaşlandığı için, işe yaramaz, ihtiyar, bunak olarak adlandırılırlar. Kendi ailesi içinde bile yalnızlığa itilmiş. Olması gereken ilgiyi ve saygıyı görmeyen, kaderine terk edilmiş yaşlılarımızda yok değildir.
Oysa, yaşlılara, saygı göstermek, onlara yardımcı olmak, ilgilenmek insan olmanın gereğidir. İnancımızın gereğidir. Unutulmamalıdır ki, yaşlılara karşı ilgisiz, saygısız olan genç insanlarda bir gün yaşlanacaktır; ve hiç kuşkusuz yaşlı insanların beklentilerinin nedenini, niçinini daha iyi anlayacaktır. İlgi, ihtimam, yardım bekleyecektir.
Diğer yandan “yaşlı olarak tanımladığımız insanlarında”, “Yaşlandım artık bir işe yaramıyorum” şeklinde olumsuz duygulara kapılmasıda yanlıştır. Uzmanlara göre; her yaşın bir özelliği ve güzelliği vardır. Yaşlılarında yapabilecekleri işler mutlaka olmalıdır. Yeter ki moral çöküntüsüne düşmemiş olsun. “Yaşıyor olmaktan, hayattan zevk almayı sürdürsün.”
Yıllar önce Almanya’dan gazeteme gelen haber bülteninde okumuştum :
Aynı yaş gurubunda, 60 – 70 yaşlarındaki insanlar iki guruba ayrılarak bir araştırma yapılmış.
Guruplardan biri : Emekliler, bir meşgalesi olmayan, hayattan elini ayağını çekmiş, bir köşeye çekilmiş olanlardan oluşturulmuş.
Diğer gurup ise : Aynı yaşlarda, ama bir amacı olan o amaç doğrultusunda, çabasını sürdürenlerden seçilmiş.. Ve ölüm oranının hangi gurupta daha fazla olduğu araştırılmış.
Sonuç: Hiç bir iş yapmayan, bir gayreti, amacı bulunmayan gurupta ölüm oranının çok daha fazla olduğu belirlenmiş..
Bu araştırma gösteriyorki, “Ben artık yaşlandım. Bir işe yaramıyorum deyip, boşlukta kalmak hiçte doğru değil.” İnsanın gücü ölçüsünde birşeylerle uğraşmasında fayda vardır.