Eski Mısır’ın altın çağına ışık tutan olağanüstü bir keşif, 20. yüzyılın başlarında tarihe geçti. Harvard Üniversitesi Güzel Sanatlar Müzesi ile Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nin ortak yürüttüğü Mısır seferi sırasında, başkanlığını ünlü Amerikalı arkeolog George Reisner’in yaptığı ekip, Giza Platosu'nda Menkaure Piramidi’ne bağlı Vadi Tapınağı’nda taşlara gömülü bir kraliyet hikâyesini gün yüzüne çıkardı.
Kazı alanında bulunan ve yaklaşık 4.500 yıl öncesine, Eski Krallık’ın 4. Hanedanlığı’na tarihlenen granit heykel, Firavun Menkaure ile eşi Kraliçe Khamerernebty’yi yan yana tasvir ediyor. Sade ama güçlü duruşlarıyla dikkat çeken çiftin heykeli, hükümdarlıklarının simgesi olmanın ötesinde, zamanın ötesine uzanan bir sadakat ve ortak iktidar mesajı da taşıyor.
Firavun Menkaure (MÖ 2532–2500), Giza’daki üç büyük piramidin en küçüğüne adını vermiş bir hükümdar olarak tanınıyor. Adaletli ve barışçıl yönetimiyle bilinen Menkaure’nin mezarı olan piramit, hem mimarisiyle hem de çevresinde keşfedilen sanat eserleriyle Eski Mısır sanatının doruk noktalarından biri olarak kabul ediliyor.
Heykelde kendisine eşlik eden Kraliçe II. Khamerernebty ise sadece eşi değil, aynı zamanda kardeşi olan Menkaure ile birlikte 4. Hanedanlık'ın kraliyet soyunu sürdüren önemli bir figür. Babası Firavun Khafre ve annesi Kraliçe I. Khamerernebty’nin izinden giden kraliçe, zarafeti ve gücüyle heykelde yerini almış durumda.
George Reisner’in liderliğindeki kazılar sonucunda ortaya çıkarılan bu heykel, yalnızca sanatsal değeriyle değil, aynı zamanda tarihi anlatımıyla da dikkat çekiyor. Figürlerin yanında yer alan yazıtlar ve heykelin stilize duruşu, dönemin dini ve toplumsal yapısını anlamak için eşsiz ipuçları sunuyor.
Bugün Boston’daki Güzel Sanatlar Müzesi’nde sergilenen bu heykel, binlerce yıl öncesinin saray hayatına pencere açıyor. Milyonlarca ziyaretçiye Eski Mısır’ın görkemini ve insanlığın zamana direnen hikâyelerini hatırlatmaya devam ediyor.





