Anadolu coğrafyasının derinliklerinden gelen sesler, geçmişten günümüze uzanan kadim müzik aletleriyle hâlâ yaşamaya devam ediyor. Her biri kendi yöresine özgü sesleri ve biçimleriyle Türkiye'nin kültürel mozaiğini oluşturan bu enstrümanlar, halk müziğinin vazgeçilmez ögeleri arasında yer alıyor. İşte o eşsiz çalgılar ve taşıdıkları miras:

Bağlama:

Türk halk müziğinin bel kemiği sayılan bağlama, armut biçimindeki teknesi ve kiraz ağacından yapılan tezene ile çalınır. Derin melodilere hayat veren bu telli çalgı, duyguların sesi olarak kabul edilir.

Iklığ:

Yaylı çalgıların atası kabul edilen ıklığ, kabak gövdesi ve uzun sapıyla dikkat çeker. Özellikle kabak kemanenin geçmişine ışık tutan bu geleneksel çalgı, halk müziğinde özel bir yer tutar.

Kemençe:

Klasik Türk müziğinde tırnakla çalınan ve Karadeniz kemençesinden farklı bir tona sahip olan klasik kemençe, estetik görünümü ve zarif sesiyle öne çıkar.

Zurna:

Yüksek tınısı ve karakteristik sesiyle tanınan zurna, genellikle büyük davulla birlikte çalınır. Açık hava eğlencelerinin vazgeçilmezidir ve özellikle Güneydoğu Anadolu'nun folklorik yapısında güçlü bir yer edinmiştir.

Kaval:

En eski nefesli çalgılardan biri olan kaval, çobanların en yakın dostu olmuştur. “Kav” kökünden türeyen adıyla, doğanın iç sesini kulağımıza taşıyan bir geçmişe sahiptir.

Tulum:

Karadeniz'in dağlarında yankılanan tulum, oğlak derisinden yapılır ve komalı-pentatonik yapısıyla kendine has bir ezgi üretir. Nav, zimbon ve lülük gibi parçaları ile karakteristik sesini oluşturur.

Davul:

Her kültürde farklı bir biçimle karşımıza çıkan davul, ritmin kalbidir. Derisine vurularak çalınan bu vurmalı çalgı, eğlenceden törene her yerde başroldedir.

Tef:

Ahşap veya plastik kasnağa yerleştirilmiş çıngıraklı zillerden oluşan tef, elde tutulup vurularak veya sallanarak çalınır. Halk müziğinden popüler müziğe kadar birçok sahnede yer bulur.

Darbuka:

Ortadoğu ve Balkanların dinamik sesi olan darbuka, ritmin temelini sağlayan “düm” ve süsleme için kullanılan “tek” sesleriyle tanınır. Düğünlerin ve halk eğlencelerinin vazgeçilmez unsurudur.

Kudüm:

Mevlevi müziğinin temel çalgılarından biri olan kudüm, iki bakır tasa benzer davuldan oluşur. Deve derisiyle kaplı bu küçük davullar, mistik ritimleriyle öne çıkar.

Zilli Maşa:

Kadın eğlencelerinin neşeli sesi olan zilli maşa, maşa şeklinde bir yapıya sahip olup çalındıkça çıkan çıngırak sesiyle ritim sağlar.

Kaşık:

Şimşir ağacından yapılan bu ritim aleti, halk oyunlarında kullanılır. Konya’dan Balıkesir’e kadar pek çok yörede, halk danslarının enerjik eşlikçisidir.

Çalpara:

Tok sesler çıkaran çalpara, parmaklara takılarak ya da diz üzerinde çalınır. Şakrak olarak da bilinen bu geleneksel çalgı, abanoz ağacından yapılır.

Bu enstrümanlar yalnızca müzik yapmakla kalmaz; bir kültürü yaşatır, bir geçmişi anlatır ve bir halkın ruhuna ses verir. Teknolojinin gölgesinde kalsa da, bu geleneksel çalgılar hâlâ Anadolu’nun dört bir yanında yaşamaya ve yaşatılmaya devam ediyor.

Kültürüne kulak ver, sesine sahip çık!

Muhabir: Merve Kiraz