Türkiye, antik dünyanın en ihtişamlı yapılarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Yüzyıllar öncesinin sanatı, mimarisi ve toplumsal yaşamını gözler önüne seren antik tiyatrolar, tarih meraklılarının ilgisini çekmeye devam ediyor. İşte Anadolu’nun dört bir yanına yayılmış etkileyici tiyatrolar:

1. Efes Tiyatrosu, İzmir

Efes Antik Tiyatrosu, İzmir’in Selçuk ilçesi yakınlarında bulunan ve antik dünyanın en önemli kentlerinden biri olan Efes’te yer alan, Roma dönemine ait görkemli bir yapıdır. Helenistik dönemde MÖ 3. yüzyılda inşa edilen tiyatro, Roma İmparatorluğu döneminde genişletilerek günümüzdeki etkileyici boyutlarına ulaşmıştır. Yaklaşık 24.000 kişilik kapasitesiyle antik dünyanın en büyük açık hava tiyatrolarından biri olarak kabul edilmektedir.

2. Aspendos Tiyatrosu, Antalya

Aspendos Tiyatrosu gerek mimari özellikleri gerekse iyi koruna gelmişliği ile Roma dönemi tiyatrolarının günümüzdeki en seçkin temsilcilerinden biridir. Tanrılara ve devrin imparatorlarına adanan yapı, Roma tiyatro mimarisinin ve yapım tekniğinin son çizgilerini sergiler. Devrinin görkemli yapılarından biri olan tiyatro, 15–20 bin kişi alabilmektedir. İmparator Marcus Aurelius döneminde (MS 161–180) Theodoros’un oğlu mimar Zenon tarafından inşa edilmiştir. Girişin iki anında yer alan Grekçe ve Latince yazıtlardan Curtius Crispinus ve Curtius Auspicatus adlı şehrin zengini iki kardeş tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

3. Pergamon Tiyatrosu, İzmir

Dünyanın en dik (yaklaşık 70 derece) tiyatrosu da yine Akropol’de yer almaktadır. 10.000 kişilik tiyatronun 80 sıralı seyir bölümünün en üst sırası ile orkestra arasında 36 m’lik bir kot farkı vardır.

4. Hierapolis Tiyatrosu, Denizli

Tiyatronun inşa edilmesi, Romalıların sanat ve eğlenceye verdiği önemi gözler önüne seriyor. Yaklaşık 12.000 kişilik kapasitesiyle, burada binlerce insanın bir araya gelerek gösterileri izlediği düşünülüyor. Zamanla, çeşitli doğal afetler ve savaşlar nedeniyle zarar görmüş olsa da, yapılan restorasyon çalışmalarıyla bu değerli yapı günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Kültürel geçmişin izlerini taşırken, burada düzenlenen etkinlikler de önemli bir yere sahiptir.

5. Side Tiyatrosu, Antalya

Side Antik Tiyatro, Side Antik Kenti'nin yer aldığı yarımadanın daraldığı kesimde ve kentin merkezinde yer almaktadır. Tiyatronun Helenistik Dönemin bir öncü yapısı olduğu halen kanıtlanabilmiş değildir. Yapı plan açısından Helenistik gelenekte yarım daireden taşan biçimde yapılmış olmasına karşın inşa tekniği açısından Roma mimarisi geleneğinde yapılmıştır.

Tiyatroda Caveanın (oturma sıraları) diazomaya (basamakların ortasındaki yol) kadar olan kısmı bir yamaca yaslanmış; üst kısım ise tonozlar üzerinde eğimli olarak şekillendirilmiş düzleme oturtulmuştur. Tiyatro bu özelliği ile Anadolu'nun özgün örneklerindendir. Sahne binası üç katlıdır. Süslemelerinde Antoninler Dönemi barok özelliği görülmektedir. Birinci katın podyumunda Dionysos Frizi yer alır. Frizde şarap tanrısı ve tiyatronun hâkimi Dionysos'un hayatı, batıdan doğuya doğru kronolojik olarak anlatılmakta ve doğu uçta Gigantomakhia ile sonuçlanmaktadır. Sahne binasının cephesi, mimari süslemeler ve heykellerle oldukça hareketlendirilmiştir.

6. Milet Tiyatrosu, Aydın

Milet Tiyatrosu, Aydın-Didim’in tarihi kalıntıları arasında olan Milet Tiyatrosu, tüm heybetiyle ziyaretine gelenleri büyülemeye devam etmektedir. Yenihisar ilçesi, Balat köyü yakınlarında yer alan Milet’te M.Ö. 2000 ortalarında ilk yerleşimin Myken kolonisi varlığı ile görüldüğü saptanmıştır. Kurulduğu günden bu yana yaşadığı tüm yeniliklerle günümüze kadar gelen Milet Tiyatrosu, Helen-Roma dönemi yapıtlarındandır. Tiyatronun en ön sıraları rahipler ve önemli devlet yöneticiler için ayrılmıştır. Milet Tiyatrosu’nun önemli bir özelliği de iyi bir akustiğe sahip olmasıdır.

7. Priene Tiyatrosu, Aydın

Helenistik Dönem tiyatro mimarisinin belki de en güzel temsili bu tiyatrodur. MÖ 350 yılında inşa edilmiştir ve 5 bin kişilik kapasiteye sahiptir.

8. Afrodisyas Tiyatrosu, Denizli

Zoilos, tiyatroyu yaptıran kişidir. Bunu İ.Ö. 1. yüzyılda yapılmış olan sahne yapısının üzerindeki yazıttan anlıyoruz. Yazıta göre, bu kompleks Julia Zoilos’un Tanrıça Afrodit ve kent halkına armağanıdır. Yine bu yazıtlara dayanarak tiyatronun İ.Ö. 27 yılından önce bittiğini söyleyebiliriz.

Tiyatro Akropol tepesi adı verilen höyüğün doğu kısmı oyularak yapılmıştır. İki bölümden oluşan oturma sıralarının üst kısmı Bizans devrinde kale yapılırken sökülmüştür. Sahne binası Anadolu’nun en eski üç katlı sahne binasıdır. Dor, İon ve Korint tarzları yer almaktaydı. Müzede sergilenen Apollon ve Melpomene heykelleri burada bulunmuştur. Bunların dışında boksörler ve Afrodit’in büst heykeli de tiyatro kazılarında ele geçmiştir.

Aphrodisias tiyatrosunun ortasındaki yarım yuvarlak orkestra kısmı, imparator Marcus Avrelius (161-180) zamanında, oturma sıralarının alt basamakları sökülerek derinleştirilmiş ve konista haline getirilerek arena gibi kullanılmıştır.
Aphrodisias tiyatrosu İ.S. 2. yüzyıl ve Bizans döneminde birtakım onarımlar görerek değişikliklere uğramıştır. Sahne binası da İ.S. 4. yüzyılda ki depremle büyük hasar görmüş, İ.S. 7. yüzyıldaki büyük depremle de tamamen yıkılmıştır. Bu depremle tamamen yıkılan üst kavea da düzeltilerek buraya evler yapılmıştır. Sonradan tepenin de etrafı sur ve kulelerle çevrilerek burası kale haline getirilmiş ve tiyatro çöplük olarak kullanılmıştır.

9. Termessos Tiyatrosu, Antalya

Termessos Antik Tiyatro, agoranın hemen doğusunda bulunuyor. Roma tiyatrolarının en sağlamı ve en güzel örneklerinden biridir. Termessos Antik Tiyatro, yaklaşık 4000-5000 seyirci kapasitelidir. Antik şehrin görkemli kalıntılarından birini oluşturan tiyatro, farklı bir havaya sahiptir.

Bu antik yapılar, yalnızca birer tiyatro değil, aynı zamanda geçmişin yaşam biçimlerine, inançlarına ve sanat anlayışına dair önemli ipuçları taşıyor. Bugün dahi düzenlenen etkinliklerle yaşamaya devam eden bu mekanlar, ziyaretçilerini zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Muhabir: Merve Kiraz