Milas’ın kuzeydoğusunda, dağların doruklarına kurulmuş gizemli bir kutsal alan: Labraunda. Karia Bölgesi'nin kalbinde yer alan bu antik alan, hem mimarisi hem de mitolojik öyküleriyle dikkat çekiyor. İsmini, Karia kültürünün en güçlü simgelerinden biri olan çift yüzlü balta Labrys’ten alan Labraunda, adeta tarih ve inancın iç içe geçtiği büyülü bir yer.
Labraunda’daki en görkemli yapılardan biri, Çift Baltalı Savaşçı Tanrı Zeus Labraundos’a adanmış tapınak. Tapınağın çevresinde yer alan, dini törenler sırasında yemeklerin yenip içkilerin içildiği andronlar (ziyafet salonları), hala büyük ölçüde ayakta. Özellikle üst terasa çıkan taş merdivenler, aradan geçen binlerce yıla rağmen zamana direniyor.
Eski kaynaklara göre bu kutsal alan, yalnızca mimarisiyle değil, aynı zamanda kehanet balıklarıyla da ünlüydü. Rivayete göre, burada yaşayan balıklar geleceğe dair mesajlar verir, ziyaretçilerin kaderine ışık tutardı. Bu mistik ortamın merkezinde bulunan kutsal kaynak ise hala kaynamaya devam ediyor; sanki geçmişin sırlarını fısıldar gibi.
Her yıl düzenlenen dini festivallerde, Karia'nın başkenti Mylasa’dan (günümüzdeki Milas) başlayan kutsal yol, ilahiler, kurban törenleri ve dualarla dolup taşardı. Bu yürüyüş, yalnızca fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda ruhsal bir arınma süreciydi.
Labraunda, hem antik dünyanın dini merkezi olarak hem de bugün arkeoloji ve tarih meraklılarının gözdesi konumunda. Doğanın kucağında, dağların hâkim bir zirvesine kurulmuş bu kutsal alan, geçmişin ruhunu bugüne taşıyor.





