Antik Mısır’da sıkça karşılaşılan Horus’un Gözü simgesi, koruma ve iyileşme anlamları taşıyor. Özellikle “wedjat” adı verilen muskalarla özdeşleşen bu sembol, mezarlarda ve tabutlarda sıkça yer alıyor. Mısır mitolojisinde Horus, yeraltı dünyasının tanrısı Osiris’in oğluydu. Horus’un sol gözü, amcası Seth tarafından sakatlandıktan sonra, bilgeliğin tanrısı Thoth tarafından onarıldı. Bu iyileşme süreci, Horus’un Gözü’nün kutsal ve iyileştirici gücünü simgeliyor.
Horus’un Gözü, zaman içinde değişik anlamlar kazandı. Mısır’da, mezarlarda ve mumyalama işleminde yer alan bu sembol, ölen kişinin korunmasını ve sağlığını simgeliyordu. Bu sembol, MÖ 1. binyıldan itibaren mumyaların karın bölgesine yerleştirilerek iyileşme çağrısı yapılıyordu.
Antik Mısırlılar, Horus’un Gözü’ne özellikle Nil’in bereketi, sağlık ve iyileşme ile ilişkilendirilen bir anlam yükledi. Ayrıca, Ay’ın evreleriyle de bağlantılı olarak bu sembolün popülerliği arttı. Horus’un sol gözünün yaralanması ve iyileşmesi, Ay’ın döngüsünü simgeliyordu. Bu göz, zaman içinde sadece bir dini sembol değil, aynı zamanda yaşamla ölüm arasındaki dengeyi koruyan güçlü bir işaret halini aldı.
Horus’un Gözü’nün en yaygın olarak kullanıldığı dönem, Altıncı Hanedan zamanıdır. Bu dönemde, dini metinlerin yazılmaya başlanması ve yeni sembollerin ortaya çıkmasıyla birlikte, Horus’un Gözü de yaygınlaşmıştı. Bu sembol, Mısır kültüründe derin bir anlam taşıyarak halkın inançlarını ve ritüellerini şekillendiren önemli bir unsur olmuştur.