Bal arıları, yalnızca bal üretimleriyle değil, aynı zamanda doğada geliştirdikleri sıra dışı hayatta kalma stratejileriyle de şaşırtmaya devam ediyor. Son derece gelişmiş bir sosyal yaşam sürdüren bu canlılar, kovana giren davetsiz misafirlerle mücadele etmek için doğanın en etkili biyolojik savunmalarından birini kullanıyor.

Küçük bir kemirgen ya da kertenkele gibi hayvanlar, genellikle bal kokusunun ve kovan sıcaklığının cazibesine kapılarak kovana girebiliyor. Ancak bu, onlar için ölümcül bir hata oluyor. Arılar, tehdit oluşturan bu canlıları çoklu iğneleme ve kovanın yüksek sıcaklığı ile öldürüyor.

Fakat asıl şaşırtıcı olan, arıların öldürdükleri istilacıların cesetleriyle ne yaptıkları… Eğer ceset, arılar tarafından dışarı çıkarılamayacak kadar büyükse, koloninin sağlığını tehdit etmemesi için bir "mumyalama" işlemi devreye giriyor.

Arılar, cesedi çürümeden izole edebilmek için doğadan topladıkları, güçlü antimikrobiyal ve antifungal özelliklere sahip olan propolisi kullanıyor. Cesedin tamamı bu reçinemsi maddeyle kaplanarak hem kokunun yayılması hem de bakteri ve mantar oluşumu engelleniyor. Bu sayede ceset zamanla kuruyor ve koloni hayatı sekteye uğramadan devam ediyor.

Bilim insanları bu davranışı, “doğal mumyalama” olarak nitelendiriyor ve arıların doğayla kurduğu karmaşık ilişkiyi gözler önüne seriyor. Propolisle yapılan bu izolasyon işlemi, aynı zamanda insanların bağışıklık sistemine katkı sağladığı düşünülen propolisin ne kadar güçlü bir koruyucu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Bu doğa harikası davranış, bal arılarının sadece üretici değil, aynı zamanda oldukça zeki ve stratejik canlılar olduğunu gösteriyor. Arıların bu olağanüstü refleksi, ekosistemdeki yerlerini ve hayatta kalma ustalıklarını bir kez daha gündeme getiriyor.

Muhabir: Merve Kiraz