BİLİM VE TEKNOLOJİ

Arıların Sessiz Fedakârlığı: Geceyi Çiçeklerde Geçiren Canlılar

Bal arılarının yaşam döngüsü ve görev sadakati şaşkınlık yaratıyor. Geceyi çiçeklerde geçiren yaşlı arılar, kovanda ölmemek için doğayla bütünleşiyor.

Abone Ol

Doğanın en çalışkan emekçileri olan bal arıları, hayatlarının sonuna yaklaşsalar dahi kolonileri için görevlerini sürdürmeye devam ediyor. Yapılan gözlemler, yaşlı bal arılarının geceleri kovana dönmediklerini, geceyi çiçeklerin üzerinde geçirdiklerini ortaya koyuyor. Gündoğumunu görecek kadar şanslılarsa, tekrar görev başına dönüyor ve taşıyabildikleri kadar polen ya da nektarı kolonilerine ulaştırıyorlar. Ömürlerinin sonuna yaklaşmış olsalar bile, arılar kovanda ölerek yük olmak istemiyor.

Bal arıları soğukkanlı canlılar olsa da, kovanın içinde birlikte oluşturdukları "megaorganizma" sayesinde sıcaklıklarını koruyabiliyorlar. Bu biyolojik iş birliği, koloninin kış aylarında dahi hayatta kalmasını sağlıyor. Bilinen bir rekora göre, bir koloni tam 356 gün boyunca dışarı çıkmadan hayatta kalabilmiştir.

Her arının kovandaki görevi doğuştan bellidir: Kimi yalnızca polen toplar, kimi sadece nektar taşır. Bu görevler hiçbir zaman değişmez, tam bir biyolojik disiplin içinde sürdürülür. Karahindiba gibi sarı çiçeklerden gelen polenler dahi, arının getirdiği nektarla karıştığında amforasında turuncu bir tona bürünür.

Sadece yaşamları boyunca değil, ölümlerinden sonra da insanlara faydalı olabilen bu mucizevi canlılar, alternatif tıpta da kullanılmaktadır. Arı toksinleri ve bedenleri, eklem ağrılarından bağışıklık sistemine kadar pek çok alanda doğal bir şifa kaynağı olarak değerlendirilir.

Ve belki en şaşırtıcı gerçek şu: Arılar asla uyumaz. Onlar doğa için, insanlık için ve kendi kolonileri için her an görevde olmaya devam eder.