Çalışkanlık denince akla arılar gelir; tatlı, doğal ve paha biçilmez ürünleri olan bal ise bu emeğin taçlanmış hâlidir. Binlerce arının, kilometrelerce yol kat ederek yüzlerce çiçeği ziyaret etmesiyle ortaya çıkan bu mucizevi ürün, doğanın en büyük senkronizasyon örneklerinden biridir.
Ancak Erzincan’da bu hikâye sıradan bir üretim sürecinin çok ötesine geçiyor. Bölgenin eşsiz coğrafyası, temiz havası ve zengin aromatik bitki örtüsü sayesinde, burada üretilen bal sadece tat değil; kalite ve şifa da vadediyor.
Tüm bu doğa harikası sürecin perde arkasında ise arıcılar bulunuyor. Tıpkı arılar gibi disiplinli, sabırlı ve sanatkâr bir özveriyle çalışan arıcılar, işlerini sadece meslek olarak değil, bir yaşam biçimi olarak sürdürüyor.
Erzincan’da bal üretimi, yalnızca ekonomik bir faaliyet değil; doğayla iç içe geçen bir yaşamın, emekle yoğrulmuş bir kültürün sembolü. Arının çiçekten topladığı nektar, arıcının alın teriyle birleştiğinde ortaya çıkan bu eşsiz lezzet, sadece sofralara değil, yüreklere de şifa oluyor.





