Kurban Bayramı, Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi, Doğu Anadolu'da da dini vecibelerin ötesinde, asırlık geleneklerin, damak çatlatan lezzetlerin ve köklü bir paylaşım kültürünün sahnelendiği özel bir zamana işaret ediyor. Bölgenin her köşesi, kendine has ritüelleriyle bayram sabahlarını adeta bir şölene çeviriyor. İşte Doğu Anadolu'nun bayram sofrasından yansıyan o eşsiz kareler:
Erzincan: Etli Bamya ve Zilhicce İftarının Bereketi
Erzincan'da Kurban Bayramı sabahı, büyüklerin evinde kurulan zengin kahvaltı sofralarıyla başlıyor. Bu sofralarda etli bamya, yaprak sarma, su böreği, yoğurtlu kesme çorba ve pilav üstü kavurma gibi yöresel lezzetler baş tacı ediliyor. Bayram namazı sonrasında gerçekleştirilen kurban kesimiyle birlikte, özellikle Zilhicce orucunu tutanlar için özel bir an yaşanıyor; kurban etinden alınan küçük bir parça ile oruçları sonlandırılıyor. Günün ilerleyen saatlerinde ise çocuklar, kapı kapı dolaşarak topladıkları şekerler, lokumlar ve harçlıklarla bayramın en şen kahramanları oluyor.

Ağrı: Halise ile Barış Sofraları Kuruluyor
Ağrı'nın bayram denilince akla gelen ilk yemeği şüphesiz Halise. Buğday kırması ve kemiksiz etin tandır ateşinde saatlerce yavaşça pişirilmesiyle hazırlanan Halise, sadece bir yemek olmaktan öte, barış ve dayanışmanın simgesi. Bayram sabahı veya ikinci günü kurulan bu ortak sofralar, küskünlerin barıştığı, komşuların bir araya geldiği, ikram kültürünün yaşatıldığı özel anlara sahne oluyor. Halise'nin etrafında toplanan yüzler, Ağrı'nın kardeşlik ruhunu en güzel şekilde yansıtıyor.
Erzurum ve Muş: Kelecoş, Tandır Ekmeği ve Derin Bayramlaşmalar
Erzurum, Muş ve Van gibi şehirlerde bayram sabahı sofralarının vazgeçilmezi kelecoş gibi bölgeye özgü yöresel lezzetlerle kuruluyor. Bayram namazı sonrası, fırından yeni çıkmış sıcacık tandır ekmeği ile taze kavurmanın birleşimi, misafirlere sunulan enfes bir ziyafetin başlangıcı oluyor. Bu şehirlerde, büyüklerin elleri öpülerek helallik alınması, çocuklara şeker ve küçük hediyeler verilmesi geleneği büyük bir özenle sürdürülüyor. Paylaşma, bu muhabbet dolu anların ve tüm bayramlaşmaların merkezinde yer alıyor.

Ortak Değerler: Dua, Helallik ve Kolektif Paylaşım Ruhu
Doğu Anadolu'nun her köşesi, kendine özgü lezzetleri ve adetleriyle bayramı kutlasa da, tüm şehirleri birleştiren ortak değerler var. Duayı paylaşma, karşılıklı helallik alma, bayram ziyaretleri ve elbette kurban etinin ihtiyaç sahipleriyle ve komşularla cömertçe paylaşılması, bu coğrafyanın bayram felsefesinin temelini oluşturuyor. Özellikle köylerde gerçekleştirilen ortak kurban kesimleri, mahalle sofraları ve yoğun imece çalışmaları, bayram atmosferinin kolektif bir ruhla yaşatıldığı, komşuluk ve dayanışma bağlarının güçlendiği anlara dönüşüyor.
Bir Dini Vecibeden Öte Toplumsal Bir Şölen
Erzincan'ın etli bamyasıyla, Ağrı'nın barış sembolü Halise'siyle, Erzurum ve Muş'un kelecoş ve tandır ekmeğiyle damaklarda iz bırakan Doğu Anadolu'nun bayram sabahları, sadece dini bir sorumluluğun yerine getirildiği zamanlar değil. Bu şehirler, köklü geleneklerini "paylaşma", "barış", "birlik" ve "kuşaklararası köprü" temalarıyla harmanlayarak yaşatıyor. Kurban Bayramları, Doğu Anadolu'da toplumsal dokunun güçlendiği, kültürün yaşam bulduğu ve insani değerlerin en güzel şekilde sergilendiği özel bir şölen olarak anlam kazanıyor. Bu gelenekler, gelecek nesillere aktarılacak değerli bir mirasın da güvencesi oluyor.





