Bilim insanları, HIV’e karşı direnç sağlayan genetik bir mutasyonun, günümüzden yaklaşık 9.000 yıl önce Karadeniz civarında ortaya çıktığını tespit etti. Yeni bir genetik araştırma, bu önemli varyantın geçmişte farklı hastalıklarla mücadelede kritik bir rol oynamış olabileceğini ortaya koyuyor.

Dünyanın farklı noktalarından toplanan 3.000'den fazla antik ve modern insan genomunun analiz edildiği çalışmada, “CCR5 delta 32” adlı mutasyonun kökeni, MÖ 7.000 yıllarına kadar izlenebildi. Bu mutasyon, HIV virüsünün bağışıklık hücrelerine girişini engelleyen bir mekanizmayı devreye sokarak direnç sağlıyor.

Mutasyonun en yüksek sıklığa sahip olduğu bölgeler Avrupa’da yer alıyor. Daha önceki araştırmalar, bu genetik değişimin Orta Çağ’daki veba salgınları veya Viking istilaları sırasında yayılmış olabileceğini öne sürüyordu. Ancak yeni bulgular, mutasyonun çok daha eskiye dayandığını ve Avrasya bozkırlarından gelen topluluklar arasında hızla yayıldığını gösteriyor.

Bilim insanlarına göre bu mutasyon, erken tarım toplumlarının ortaya çıkışıyla artan bulaşıcı hastalık baskısına karşı bir adaptasyon olabilir. Yerleşik yaşama geçişle birlikte daha dengeli ve kontrollü bir bağışıklık sistemi avantajlı hale geldi.

Her ne kadar HIV’in modern bir hastalık olması bu varyantın ilk ortaya çıktığında başka bir patojene karşı koruma sağladığını gösterse de, araştırmacılar bu genetik değişimin evrimsel başarısının altında yatan nedenlerin hâlâ net olarak bilinmediğini belirtiyor.

Yeni araştırma, yalnızca geçmişin genetik izlerini değil, aynı zamanda insan bağışıklık sisteminin evrimsel serüvenini anlamak açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Muhabir: Merve Kiraz