Türkiye’de büyüyen her çocuğun cebinde bozuklukla bir bakkala koştuğu, sırf paketi güzel diye abur cubur aldığı o masum, heyecan dolu yıllar… Özellikle 1990’lı yıllar, çocukların damaklarında iz bırakmış unutulmaz atıştırmalıklarla hafızalara kazınmış durumda. Bugün orta yaşlarına gelen o kuşağın bireyleri, zaman zaman sosyal medyada ya da eski bakkal tezgahlarında bu tatlarla yeniden karşılaşmanın heyecanını yaşıyor. Ancak uzmanlara göre bu sadece bir tat değil, toplumsal bellekte derin izler bırakan bir kültürün parçası.

Unutulmayan Tatlar: Leblebi Tozundan Toybox’a.

O yılların belki de en ‘nefes kesen’ atıştırmalığı leblebi tozuydu. Gazozla birlikte tüketildiğinde boğaza kaçma riski artsa da, çocuklar için bu riski göze almaya değecek bir tattı. Ardından gelen Altın Çikolata ise adeta bir ödül gibiydi; açılması zordu ama o altın folyoyu sıyırdıktan sonra gelen çikolata büyüleyiciydi. Bir yandan yaz aylarında sıcaktan bunalan çocukların elinde meybuzlar, Capri Sun'lar, diğer yandan kışın teneffüs arasında çıkarılan Hobby çikolatalar vardı. Çilekli, muzlu, limonlu aromalarıyla Şıpsevdi sakızlar; içinden çıkan karikatürlü aşk sözleriyle birçok çocuğun ilk ‘romantik’ anılarını oluşturuyordu.

Sadece Lezzet Değil, Bir Yaşam Tarzıydı

90’lı yılların abur cuburları, sadece açlığı bastıran yiyecekler değil; aynı zamanda çocukların dünyasında büyük yer tutan kültürel objelerdi. Örneğin Turbo sakızlarından çıkan araba kartları koleksiyon haline gelir, Tipitip sakızlarının içindeki karikatürler sınıfta el altından el değiştirirdi. Kinder Surprise’dan çıkan oyuncaklar ya da Toybox’ın sürpriz içeriği, çocuklar için büyük heyecan kaynağıydı. Çokokrem tüpleri diş macunu gibi emilir, Frigo çikolataları sinema keyfinin vazgeçilmezi olurdu. Tang içecekleri yazın sofralarda yerini alır, Cino çikolatalar cep harçlığıyla alınabilecek en tatlı yatırım olurdu.

Bugün Hâlâ Aranıyor, Ama Aynı Tat Yok

Pek çok eski abur cubur hâlâ üretiliyor ya da internet üzerinden nostaljik kutular hâlinde satılıyor. Ancak tüketiciler, bu ürünlerin eski tadını vermediğini söylüyor. “Şimdi yediğim Altın Çikolata, eskisi gibi değil” diyen birçok kişi, lezzetin yanında dönemin masumiyetini ve anılarını da özlediğini dile getiriyor. Bazı tatlar ise tamamen kaybolmuş durumda. Patlayan şekerler, düdüklü şekerler ya da Sulugöz gibi efsaneleşmiş sakızlar artık kolay kolay bulunmuyor. Bulunsa bile o eski “bakkaldan alma ritüelini” yaşatmak mümkün değil.

Nostalji Kutuları ve Sosyal Medya Trendleri

Nostaljik abur cuburların popülaritesi son yıllarda hızla arttı. Pek çok e-ticaret platformunda “90’lar kutusu” adı altında geçmişin tatlarını yeniden sunan paketler yer alıyor. TikTok ve Instagram’da bu ürünlerin açıldığı, tadıldığı videolar binlerce görüntülenme alıyor. Bu da gösteriyor ki, geçmiş sadece hatırlanmıyor; aktif olarak yeniden yaşatılıyor.

Bir Neslin Ortak Hafızası

Psikologlar, bu tür nostaljik ürünlerin özellikle zor zamanlarda duygusal rahatlama sağladığını söylüyor. 90’lı yılların abur cuburları, ekonomik zorluklara rağmen küçük mutluluklarla dolu bir dönemi temsil ediyor. Bu yüzden insanlar, sadece lezzeti değil, o dönemin duygusal huzurunu da arıyor.

Geçmişe Dair Tatlı Bir Gülümseme

Bugün market raflarında o eski şekerleri arayan bir yetişkin gördüğünüzde bilin ki, aslında o kişi sadece bir çikolata almıyor; çocukluğuna kısa bir ziyaret yapıyor. 90’lı yılların abur cuburları, sadece tatlı değil, aynı zamanda zamanın içinden gelen küçük birer hatıra.

Muhabir: Yasemin Dülgeroglu