Çocuklar, kişilik gelişimlerinin temelini ailede atarlar. Anne babanın tutum ve davranışları çocuklar üzerinde doğrudan etkili olur. Sürekli tartışma ve şiddet ortamında büyüyen çocuklar, bu olumsuz tutumları doğal ve normal görerek saldırgan davranışlar geliştirebilir. Bu davranışların kökeninde, çocukların anne-baba örnekliğini taklit etmesi ve şiddeti iletişim biçimi olarak benimsemesi yatar.
Bunun yanı sıra, çocukların ilgisiz ve sevgisiz kalması da saldırgan tavırların ortaya çıkmasında önemli bir faktördür. Sevgi görmeyen, istekleri sürekli geri çevrilen çocuklar, dikkat çekmek ve kendini ifade etmek için öfke ve saldırganlık yoluna başvurabilir.
Ailelerin çocuklarına verdikleri tepkiler de davranışları şekillendirir. Örneğin, çocuk yanlışlıkla birine vurduğunda gülünür ya da davranışı normal karşılanırsa, çocuk saldırganlığın kabul gören bir yöntem olduğuna inanır. Aynı şekilde, çocuk zarar gördüğünde ebeveynin nesnelere zarar vermesi, çocuğa öfkesini benzer şekilde dışa vurabileceği mesajını verir.
Çocukların çevresinde gördüğü örnekler de saldırgan davranışları tetikler. Kreşte veya oyun ortamında şiddet içeren davranışlara maruz kalan ya da bu tür davranışları gözlemleyen çocuklar, bu tavırları öğrenebilir.
Medya ise bu konuda ayrı bir rol oynar. Şiddet içeren televizyon programları, çizgi filmler ve internet içerikleri çocukların saldırganlık eğilimlerini artırabilir.
Aileler Nasıl Önlem Almalı?
Ailelerin çocukların yanında sergiledikleri tutumlar, saldırgan davranışların azalmasında en önemli etkendir. Çocukların yanında kavga edilmemeli, yüksek sesle bağırılmamalı ve fiziksel şiddet uygulanmamalıdır. Olumsuz davranışlar karşısında bağırmak veya ceza vermek yerine sakin ve öğretici bir dil kullanılmalıdır.
Ayrıca, çocukların şiddet içeren medya içeriklerinden uzak tutulması gereklidir. Saldırgan davranışlar gülünerek ya da hafife alınarak geçiştirilmemeli, doğru ve net biçimde yanlış olduğu anlatılmalıdır.
Çocuk, saldırgan davranışla bir şey talep ettiğinde bu istek karşılanmamalı, saldırganlıkla kazanamayacağı öğretilmelidir.
Çocuğun saldırganlığı tetikleyen ortamdan uzaklaştırılması ve dikkatinin farklı aktivitelere yönlendirilmesi önemlidir. Sakinleşene kadar ortamdan uzak kalması faydalı olur.
Enerjisini atabileceği spor ve grup aktivitelerine katılması da hem saldırganlığın azalmasına hem de paylaşmayı öğrenmesine katkı sağlar.
Çocuklarda saldırganlık, erken müdahale ve bilinçli aile tutumlarıyla büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Unutulmamalıdır ki, sevgi, sabır ve doğru iletişim, sağlıklı bir kişilik gelişiminin temel taşlarıdır.