Tarihle iç içe geçmiş mimarisi, kültürel dokusu ve büyüleyici atmosferleriyle dünya üzerinde keşfedilmeyi bekleyen pek çok yer var. Kimisi bir zamanlar krallara ev sahipliği yapmış ihtişamlı yapılarla dolu, kimisi ise küçük sokaklarında büyük hikâyeler taşıyor. Küba'nın simgesi Hotel Nacional’den, Tokyo’nun alternatif ruhunu yaşatan Shimokitazawa’ya; Floransa'nın antika pazarlarından, Paris’in efsanevi Café de la Paix’sine uzanan bu benzersiz keşif rotaları, sadece bir seyahatten fazlasını vadediyor: Zamanda yolculuk.
1. Hotel Nacional de Cuba
Havana'daki Vedado semtinin merkezinde yer alan, 30'lu yılların etkileyici eklektik mimarisine sahip, efsanevi Malecón meydanına bakan bir manzaraya sahip olan bu otel, Hotel Nacional de Cuba Tarih, kültür ve Küba kimliğinin bir sembolü olarak kabul edilir. Ulusal Anıt ilan edildi ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından verilen Ulusal düzeyde Dünya Belleği statüsüne layık görüldü.
Otelin bahçesinde, İspanyol sömürge döneminin sonunda Havana Savunma Sistemi'ne ait olan ve günümüzde Eski Havana ile birlikte UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Santa Clara Bataryası toplarından ikisini hâlâ görebilirsiniz.
2. Palacio Cantero
Hayalini kurduğun renkli bir Küba kaçamağı yaparken, tarih ve güzelliğin iç içe geçtiği bir yer keşfetmek istiyorsan Palacio Cantero tam sana göre! Küba’nın tarihi kentlerinden biri olan Trinidad’da bulunan bu eski malikanede, zaman durmuş ve nostaljik bir yolculuğa çıkmış gibi hissedeceksin. Malikaneye giriş yapıldığı anda, eski ahşap kapılar ve taş döşemeli zeminler misafirleri sıcacık bir atmosferle karşılıyor. 1800’lü yıllara ait mobilyalar, seramikler ve süslemelerle Palacio Cantero; Küba’da retro havayı hissedebileceğin en iyi yerlerden biri.
3. Shimokitazawa
Tokyo'nun Setagaya semtinde bulunan bir ticaret ve eğlence bölgesidir. "Shimokita" olarak da bilinen semt küçük bağımsız moda perakendecileri, kafeler, tiyatrolar, barlar ve canlı müzik mekanları ile sizi büyüleyecek.
4. Mercato delle Stampe-Antika Pazarı
Floransa, İtalya'nın kültürel başkenti olarak, tarih boyunca sanat, mimari ve ticaretin merkezi olmuştur. Şehrin tarihini ve ruhunu en iyi yansıtan yerlerden biri de Mercato delle Pulci, yani "Bit Pazarı"dır. Antikalar ve ikinci el eşyalar arayanlar için adeta bir cennet olan bu pazar, yüzyıllardır süregelen ticaret geleneğiyle Floransa’nın büyüleyici atmosferini yansıtır.
Mercato delle Pulci, Floransa’da antikaların, nadir bulunan objelerin ve ikinci el eşyaların satıldığı bir pazar olarak köklü bir geçmişe sahiptir. 19. yüzyılın sonlarına doğru kurulan bu pazar, hem Floransalıların günlük ihtiyaçlarını karşıladığı hem de nadir antikalar ve sanat eserlerine ulaşabildikleri bir yer olmuştur. Pazardaki tezgahlarda eski mobilyalar, kitaplar, heykeller, resimler ve müzik aletleri gibi farklı dönemlere ait birçok obje yer alır.
5. Café de la Paix
Romanın Via Veneto’su yahut Paris’in Champs Elysées’si boyunca belki güzel ve meşhur kahvehaneler vardır. Fakat hiç biri dünya çapında şöhret bakımından Paris’te 7 büyük caddenin birleştiği Opera meydanındaki Café de la Paix ile boy ölçemez. Reklamlarda daima «bütün dünyanın buluştuğu yer» diye adlandırılan bu kahveye gerçekten her yıl milyonlarca turist uğrar. Paris’e gidip Eifel kulesine çıkmıyan, Louvre müzesini gezmiyen, yahut Notre Dame kilisesini görmiyenler olabilir ama Café de la Paix’ye uğramıyan yahut hiç olmazsa önünden geçmiyen yoktur. Burası 450 kişilik bir kaldırım kahvesidir. Paris belediyesi kaldırımın işgalinden dolayı senede 6.600 dolarlık kira alır. İçeride 800 kişilik bir lokanta kısmı, 8 hususî yemek salonu, 3 mutbah, 40.000 şişelik bir şarap mahzeni vardır. Kaldırım masalarından birine oturan müşteri, bir kahve parasına dünyanın en zengin ve en değişik revüsünü, sokaktan geçenleri, seyredebilir. Kimler geçmez ki. En büyük şöhretler, en acaip kılıklar, akla gelmiyecek meslek sahipleri, en güzel kadınlar
Dünyanın dört bir yanındaki bu özel noktalar, sadece birer seyahat destinasyonu değil, aynı zamanda ruhunuzu besleyecek, hafızanıza kazınacak anılar sunuyor. Eğer siz de farklı kültürleri keşfetmek, geçmişle bugünü bir arada yaşamak istiyorsanız, bu yerlerden birini bir sonraki rotanıza eklemeyi unutmayın. Çünkü bazen bir sokak, bir kahve masası ya da eski bir top bile sizi bambaşka bir dünyaya götürebilir.





