BİLİM VE TEKNOLOJİ

Enerji Krizine Sürpriz Bilimsel Çözüm Erzincan’dan Geldi

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde yapılan yüksek lisans tezi, bina enerji tüketimini belirlemede kullanılan geleneksel derece-gün yönteminin gün içi sıcaklık dalgalanmalarını hesaba katmadığını ortaya koydu. “Bölünmüş Derece Gün Yöntemi” adlı yeni yaklaşım, ısıtma enerjisi ihtiyacını %2,47 oranında daha doğru tahmin ederek ulusal ölçekte ciddi enerji tasarrufu potansiyeli sunuyor.

Abone Ol

Azalan enerji kaynakları ve artan çevresel kaygılar, binalarda enerji tüketiminin doğru hesaplanmasını daha kritik hâle getirirken, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, bilim çevrelerinin dikkatini çeken çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Serdar Karaca’nın 2025 yılında tamamladığı yüksek lisans tezinde, gün içindeki sıcaklık değişimlerini dikkate alan “Bölünmüş Derece Gün (bDG)” yöntemi, bina ısıtma-soğutma ihtiyaçlarının daha gerçekçi bir şekilde hesaplanmasını sağladı.

Geleneksel Yöntem Nerede Yanılıyor?

Derece Gün (DG) yöntemi, uzun yıllardır bina enerji modellemelerinde kullanılan pratik ve yaygın bir hesaplama aracı. Ancak çalışmada vurgulandığı üzere, gün içi sıcaklık dalgalanmalarını dikkate almaması, özellikle geçiş mevsimlerinde hatalı sonuçlara yol açıyor.
Geleneksel yöntemde günlük ortalama dış sıcaklık, tek bir değer olarak alınıyor ve bu durum binaların gerçek enerji ihtiyacını tam yansıtamıyor.

Yeni Yaklaşım: “Bölünmüş Derece Gün (bDG)” Yöntemi

Karaca’nın tezinde geliştirilen bDG yöntemi, sıcaklık verilerini gün içerisinde iki farklı zaman aralığında ele alarak hesaplamayı hassaslaştırıyor:

  • 12:00–14:00

  • 14:00–16:00

Bu sayede hem en sıcak hem de en soğuk zaman dilimleri hesaba katılıyor ve tek bir günde hem ısıtma hem soğutma ihtiyacı ortaya çıkabiliyor. Bu, geleneksel yaklaşımın sağlayamadığı bir esneklik ve doğruluk sunuyor

Erzincan’da Bir Binayla Yapılan Test: Gerçeğe En Yakın Sonuç 12:00–14:00 Aralığından Geldi

Araştırmada Erzincan’daki mevcut bir binanın gerçek enerji tüketim verileriyle karşılaştırma yapıldı. Bulgular son derece dikkat çekiciydi:

  • Referans sıcaklığı 15°C alındığında,

  • 12:00–14:00 zaman aralığı kullanılarak yapılan bIDG hesabı,

  • Gerçek tüketim verilerine geleneksel DG yönteminden çok daha yakın çıktı.

En kritik sonuç ise şu bulguda saklı:

bDG yöntemi, yıllık ısıtma enerjisi ihtiyacını geleneksel yönteme göre %2,47 daha düşük hesapladı.
Bu fark küçük görünse de ulusal ölçekte milyonlarca konut ve kamu binası düşünüldüğünde, devasa bir enerji tasarrufu potansiyelini işaret ediyor

Isıtma mı, Soğutma mı? bDG Hepsini Aynı Gün İçinde Hesaplıyor

Geleneksel derece-gün yöntemi, bir günün “sadece ısıtma” veya “sadece soğutma” günü olabileceği varsayımına dayanıyor.
Oysa Türkiye gibi geçiş iklim bölgelerinde, sabah ısıtma, öğleden sonra soğutma ihtiyacı aynı gün içinde yaşanabiliyor.

bDG yöntemi bu gerçeği modelleyebilen nadir analitik yaklaşımlardan biri. Böylece:

  • Enerji kimlik belgeleri,

  • Bina tasarım kararları,

  • Mevcut bina iyileştirmeleri

daha doğru temellere oturabiliyor.

Küçük Bir Analitik Fark, Büyük Bir Enerji Tasarrufu

Tez çalışması, Türkiye’deki bina enerji modellemelerinde kullanılan yöntemlerin güncellenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
%2,47 gibi görünen küçük bir fark, ülke genelinde ciddi enerji tasarrufu, daha düşük karbon emisyonu ve daha gerçekçi mühendislik hesapları anlamına geliyor.

“Bölünmüş Derece Gün Yöntemi”, yalnızca bilimsel bir yenilik değil; geleceğin enerji verimliliği politikaları için güçlü bir aday.

Kaynak; ERZİNCAN BİNALİ YILDIRIM ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BÖLÜNMÜŞ DERECE GÜN YÖNTEMİ İLE BİNA ENERJİ TÜKETİMİNİN BELİRLENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ 2025
Serdar KARACA Tez No; 947941