Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Çevre Dostu 1000 Okul Projesi'nin kapanış töreninde yaptığı konuşmada, Milli Eğitim Bakanlığının ilham dolu bir projesinin daha hayata geçmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

Çocukları geleceğe yön veren liderler olarak yetiştirmeyi hedefleyen tüm bu projeleri takdirle karşıladığını ifade eden Erdoğan, bakanlığa ve emeği geçenlere şükranlarını sundu.

Çevre Dostu 1000 Okul Projesi'nin "Ağaç yaşken eğilir" sözünün vücut bulmuş hali olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bildiğiniz gibi, öğrenmeyi ezberden ayıran, bilgiyi içselleştirmek ve hayata geçirmektir. Bu da ne kadar erken olursa, o kadar kalıcı olur. Evlatlarımız, doğaya karşı ilgili ve duyarlı bireyler olarak yetişsin istiyoruz. Yüksek bir çevre bilincine sahip olmalarını arzu ediyoruz. Ancak bu kavramların yaşamdaki karşılıklarını göstermez ve uygulayabilecekleri imkânları oluşturmazsak, hedeflerimiz yalnızca güzel temenniler olarak kalır. Çocuklar, vakitlerinin çoğunu okulda geçiriyor. Dolayısıyla okulların fiziksel yapısının, onların doğa dostu yaşam pratikleri kazanacakları bir ortama dönüşmesi çok önemli."

Okullar çevre dostu kimlik kazandı

Emine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının son derece yenilikçi bir yaklaşımla, her ilçeden en az bir okulu proje kapsamına aldığını, toplamda bin okulun çevre dostu bir kimlik kazandığı büyük bir dönüşüm yaşadığını ifade etti. Okullara, enerji kaynaklarının tasarruflu kullanılması için sensörlü ve LED lambalar yerleştirildiğini, temiz enerji kaynaklarına dair farkındalık oluşturmak için güneş enerji panelleri kurulduğunu, öğrencilerin atık yönetimini öğrenmeleri için ihtiyaç duydukları her alana sıfır atık kutuları yerleştirildiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Geleceğe dair su kıtlığı uyarıları verilen dünyamızda, doğru su tüketimi bilincine sahip olmanın hayati bir önemi var. O yüzden, okullardaki tüm bataryalar fotoselli ve zaman ayarlı bataryalarla değiştirildi. Ayrıca, yağmur suyunun bahçe sulamasında kullanılması için depolama sistemleri oluşturuldu. Öğrencilerin bu değişimin sonuçlarını gözlemleyebilecekleri gösterge panelleri kuruldu. Böylece, tasarruf tedbirlerinin bireye ve topluma olan olumlu yansımalarını bizzat göreceksiniz. Bunun yanında, bu bin okulda, geri dönüşüm malzemelerinden oluşan Sıfır Atık Kütüphaneleri kuruldu. Bu sayede çocuklar, ileri dönüşümün, atık malzemelere yeni kullanım alanları sağladığını öğrenecek."

Emine Erdoğan, okullarda oluşan tüm organik atıkların da değerlendirileceğini, kompost makineleriyle, doğal kompost gübre üretimi yapılacağını, çocukların çöp sanılan organik atıkların, doğal yoldan toprağı zenginleştirdiğine şahit olacağını dile getirdi. Bundan sonra bilginin sadece ders kitaplarında kalmayacağına, sürdürülebilir bir yaşama dönüşeceğine dikkati çeken Erdoğan, ince fikirlerin toplamı olan bu projenin tüm mimarlarına şükranlarını sundu, tebrik etti.

"Doğayla etkileşimin artırılması rahatsızlıkları azaltıyor"

Yaşanılan çağda, tabiatla olan temasın günden güne kaybedildiğini, şehirlerin, doğayla aramıza açtığı mesafenin arttığını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Mesela, biz büyükler için bir ağacın gölgesinde dinlenmek ya da ağaçtan meyve toplamak çocukluk anılarımız içinde yaygın bir tecrübeydi. Oysa çocuklarımızın hayatları, duvarlar ve ekranlarla çevrili maalesef. Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanma Araştırması'na göre, çocuklarımızın yüzde 90'ı hemen her gün internet kullanıyor. Kullanma sebepleri arasında çevrimiçi derslere katılma ağırlıklı görünse de oyun oynama amacıyla internet kullanma oranı yaklaşık yüzde 67. Sosyal medyada da hatırı sayılır bir zaman harcıyorlar. Bildiğiniz gibi, günümüzde çocuklarda dikkat eksikliğine ve hiperaktiviteye çok sık rastlanıyor. Büyüklerde ise depresyon, yüksek tansiyon ve diyabet gibi rahatsızlıklar gözleniyor. Yapılan araştırmalar, doğayla etkileşimin artırılmasının, tüm bu rahatsızlıkları azalttığına işaret ediyor. Çünkü doğayla etkileşimde olmak insan gelişimi için büyük öneme sahip. Bir araştırmada, şehirde yaşayan her 2 kişiden 1'inin, doğayla son derece kısıtlı bir teması olduğu ortaya konmuş. Doğa artık yaşamımızın dışında, belli zamanlarda düzenlenen gezilerle ulaşılabilen uzak bir yer sanki. Doğanın hayatın merkezinde olmaması, ona dair algımızı ve hassasiyetimizi de zayıflatıyor. Bu uzaklaşma, iç dünyamızı değiştirdiği gibi, sağlığımızı da bozuyor."

"Tüm okulları çevre dostu okullar yapacağız"

Bu projeyi bin okulla sınırlı tutmak istemediklerini vurgulayan Bakan Özer, "1.000 okul sembolik okuldu. Yani her ilçede en az bir tane çevre dostu okul olması, örnek okulun olması ve diğer okulların o okulları ziyaret ederek o güzel uygulamaların diğer okullara yaygınlaştırılmasıydı. Onun için bu proje sembolik. Ama bizim her projemizin sonunda yeni bir projeyle yeni bir açılım yapıyoruz. Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayesinde bir yıllık bir projeyle inşallah bugün başlatacağız. Eğitim sistemimizdeki tüm okulları çevre dostu okullar yapacağız ve o okullarımız nasıl çevre dostu okullar olduğunda ilçelerindeki bu okulları ziyaret ederek görmüş olacaklar. İnşallah diğer projelerimizde olduğu gibi bu projeyi de hızlı bir şekilde yapacağız. Çünkü biz inanıyoruz ki bu dünyaya söz söyleyecek bir millet varsa o aziz millet Türk milletidir." değerlendirmesinde bulundu.

Coğrafyamızın sıradan bir coğrafya olmadığını; Yunus Emrelerin, Hacı Bektaşi Velilerin, Hacı Bayram Velilerin gelip geçtiği bir coğrafya olduğunu dile getiren Bakan Özer, şöyle devam etti: "Merhamet dilini inşa edecek; sadece çevreye değil, insana saygıyı ve insanı merkeze alan bir dilin inşasını ve söylenen sözlerin neşet edileceği coğrafya, bu coğrafyadır. Onun için ben bu projenin sembolik bir proje değil, hayatımızın merkezinde bir proje olduğuna inanıyorum. İnşallah, yeni projeyle bu projeyi çok daha güçlü hâle getireceğiz."

Son on ayı çok bereketli geçirdiklerine işaret eden Bakan Özer, "Müfredat değişikliklerinden seçmeli derslere, diğer taraftan öğretmenlerimizin çevre farkındalığını arttıracak sıfır atık kültürünü içselleştirecek eğitimlere kadar çok kapsamlı projeleri birlikte iki bakanlık olarak Saygıdeğer Hanımefendi'nin himayelerinde gerçekleştirmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İnşallah, bu projelerle nihayetlendirmeden yeni projelere dönüştürerek çok daha yaşanır bir ülke ve dünyaya da insan merkezli bir medeniyetin inşasının nasıl olabileceğini gösteren bir ülke olma umuduyla Çevre Dostu 1000 Okul Projesi'nin kapanışının hayırlara vesile olmasını diliyorum." Bakan Özer, iş birliğinden dolayı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çalışanlarını ve Bakan Murat Kurum'a da teşekkür etti.

Öte yandan Bakan Özer, törenin başında mini konser veren TRT Çocuk Korosu ile Sakarya Zübeyde Hanım Ortaokulu öğrencilerini tebrik ederek "Gerçekten bu projenin kapanış törenine özel bir müzik yaptılar, öğrencilerimizi bu performanslarındaki katkılarından dolayı öğretmenlerimizi kutluyorum." ifadelerini kullandı.

Programa Bakan Özer'in eşi Nebahat Özer, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Emrullah İşler, Ankara Valisi Vasip Şahin ile Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy da katıldı.

Editör: Doğu Gazetesi