Güneş sisteminin en etkileyici gezegenlerinden biri olan Satürn, geniş halkaları, çok sayıda uydusu ve sıra dışı atmosferiyle bilim dünyasını büyülemeye devam ediyor.

Gaz devi sınıfında yer alan Satürn, Jüpiter'den sonra sistemin en büyük ikinci gezegenidir. Çoğunlukla hidrojen ve helyumdan oluşan bu gezegen, yoğunluğu düşük olduğu için güneş sistemindeki en düz gezegen unvanını taşır. Kendi ekseni etrafındaki dönüşünü yaklaşık 10 saat 34 dakikada tamamlayan Satürn, güneş etrafındaki yörüngesini ise 29,4 yılda tamamlar.

En dikkat çekici özelliği ise elbette halkalarıdır. Teleskopla ilk kez Galileo tarafından 1610 yılında fark edilen bu halkalar, buz ve kayadan oluşan milyarlarca parçacıktan meydana gelir. 120.000 km'den fazla bir alana yayılan halkalar, sadece 20 metre kalınlığındadır ve D'den E'ye kadar 7 gruba ayrılır. Bazı halkalar, "çoban uydular" olarak adlandırılan Prometheus ve Pandora gibi uydular sayesinde yerinde tutulur.

Satürn’ün atmosferi, 500 m/s hızına ulaşan rüzgarlarıyla dikkat çeker. Hidrojen ve helyumun yanı sıra amonyak ve metan gibi gazlar da içerir. Sarı-altın renkli şeritli yapısı, gezegenin iç ısısı ve dinamik atmosferiyle şekillenir.

Uyduları açısından da rekor kıran Satürn'ün bilinen 150'den fazla küçük uydusu bulunur. En büyük uydusu Titan, kalın ve karmaşık bir atmosfere sahiptir; yüzeyinde sıvı metan gölleri ve donmuş araziler yer alır. Bir diğer önemli uydu Enceladus ise yüzeyinin altında bir okyanus barındırmasıyla dikkat çeker.

Bugüne kadar dört uzay aracı — Pioneer 11, Voyager 1 ve 2 ile Cassini-Huygens — Satürn’ü detaylı biçimde incelemiştir. Özellikle Cassini, 2004-2017 yılları arasında Satürn’ün etrafında dolaşarak gezegen hakkında eşsiz veriler toplamıştır.

Muhabir: Merve Kiraz