Birçok kişi için güneşin doğuşu ya da batışı büyüleyici bir manzaradır. Ufuk çizgisinde kızıl tonlara bürünen güneş, romantik ve şiirsel duygular uyandırır. Ancak bu etkileyici görüntünün ardında tamamen bilimsel bir gerçek yatıyor.

Kraliyet Gözlemevi’nden gökbilimci Edward Bloomber, güneşin bazen kırmızı ya da turuncu görünmesinin sebebinin, ışığın atmosferdeki yolculuğuna bağlı olduğunu belirtiyor. “Güneş ışığı, atmosferden geçerken kırılır ve dağılır. Bu süreçte renklerin davranışı değişir” diyor Bloomber.

Dalga Boyları ve Işık Dağılımı

Güneş ışığı aslında farklı renklerden oluşan bir bileşimdir: kırmızıdan mora uzanan görünür ışık tayfı… Her bir rengin kendine has bir dalga boyu vardır. Kırmızı renk daha uzun, mor ve mavi renkler ise daha kısa dalga boylarına sahiptir.

Güneş ufka yakın olduğunda, ışınlar atmosferin daha kalın katmanlarından geçmek zorunda kalır. Bu yolculuk sırasında kısa dalga boylu ışıklar — özellikle mor ve mavi — daha fazla saçılır ve yön değiştirir. Geriye ise daha uzun dalga boylarına sahip kırmızı ve turuncu renkler kalır.

Doğanın Optik Gösterisi

Ayrıca atmosferdeki farklı gaz tabakaları ve havada asılı duran toz partikülleri, ışığın yansımasına ve saçılmasına neden olur. Güneş ışınları sabah ya da akşam saatlerinde atmosferin üst katmanlarına daha yatay açıyla geldiği için bu etki daha da belirginleşir.

Bloomber, “Güneş ufuk çizgisine yaklaştıkça, mavi ve yeşil ışıklar atmosferde daha fazla dağılır. Bu da gökyüzünde kırmızı ve turuncu tonların hakim olmasına yol açar,” diyerek süreci özetliyor.

Göz Sağlığına Dikkat

Uzmanlar ayrıca, güneşin bu büyüleyici renk değişimini çıplak gözle ya da dürbün ve teleskop gibi optik araçlarla doğrudan izlemenin tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor. Güneş ışınları, göz retinasına zarar verebilir ve kalıcı görme kaybına neden olabilir.

Kısacası, güneşin kızıl rengi bir romantizm unsuru değil, atmosferin ve ışığın fizik kurallarına uygun şekilde etkileşiminin gözle görülen bir sonucudur.

Muhabir: Merve Kiraz