Gripin ile milyonların hafızasına kazınan, Türkiye’nin ilk büyük ilaç markalarından birinin yaratıcısı olan Necip Akar, 1904 yılında Gaziantep’in Nizip ilçesinde dünyaya geldi. Beş yaşında ailesiyle İstanbul’a taşınan Akar, Kadıköy’deki ilk eğitiminden sonra Vefa Lisesi'ni tamamladı ve 1924’te Eczacılık Okulu’ndan mezun oldu.
Henüz öğrenciyken başladığı eczane çalışmalarında, krem ve diş macunu üretimiyle tanışan Akar, bu deneyimini mezuniyet sonrası daha da geliştirdi. Ağabeyi Cemil Akar’la birlikte ilk denemeleri olan “Şampuan Cemil”, “Necip Bey Kremi” ve “Necip Diş Macunu” piyasada başarıya ulaşamadı. Ancak bu başarısızlık, onları daha profesyonel bir ürün geliştirmeye yöneltti.
1927 yılında piyasaya sürülen “Radyolin” diş macunu, hem etkili formülü hem de dikkat çekici ismiyle kısa sürede büyük ilgi gördü. Radyodan esinlenerek oluşturulan bu marka, Türkiye’de modern reklamcılık anlayışının öncüsü oldu. Radyolin, sadece bir ayda, önceki ürünlerin yıllık satışlarını katladı.
Asıl büyük başarı ise 1935’te geldi. Ağrı kesici alanında yeni bir dönem başlatan Gripin, adını ‘grip’ kelimesiyle dönemin popüler ilacı Aspirin’in ‘in’ takısından aldı. “Bir Gripin al, bir şeyin kalmaz” sloganıyla zihinlere kazınan bu yerli ilaç, kısa sürede eczanelerde ve halkın evinde vazgeçilmez oldu. Artan taleple birlikte Gripin Fabrikası kuruldu.
Necip Akar sadece ilaç değil, temizlik ve kozmetik ürünleri alanında da öncüydü. “Puro” sabunu, “Fay” temizlik tozu ve Türkiye’nin ilk yerli çocuk maması “Paro” onun imzasını taşıyordu. Özellikle sabunların uçaktan atılarak tanıtılması gibi yenilikçi pazarlama teknikleriyle büyük ilgi topladı.
1957 yılında ortağı Muammer Bayer ile birlikte bir deniz kazasında hayatını kaybeden Necip Akar, 53 yıllık ömrüne Cumhuriyet’in ilk sanayi ve marka girişimlerinden birçoğunu sığdırdı. Onun vizyonu, bugün hâlâ Türkiye’de yerli üretimin ve akıllı pazarlamanın temel taşlarından biri olarak görülüyor.