SAĞLIK

Güçlü Koruyucu: Lahananın Bilinmeyen Faydaları

Bağışıklığı güçlendiriyor, mideye iyi geliyor, cildi yeniliyor... Lahana, hastalıklara karşı doğal kalkan olma özelliğiyle sofraların vazgeçilmezi! İşte tüm yönleriyle lahana.

Abone Ol

Soğuk havaların kendini göstermesiyle birlikte, bağışıklık sistemini güçlendiren sebzeler sofralarda daha fazla yer bulmaya başladı. Bu sebzeler arasında öne çıkan lahana, vitamin ve mineral açısından oldukça zengin yapısıyla hem mutfakta hem sağlık açısından büyük önem taşıyor. Düşük kalorili yapısı ve yüksek lif oranı ile dikkat çeken lahana, kış aylarında sağlıklı kalmak isteyenler için adeta doğal bir destek.

Lahananın Besin Profili Nasıldır?

100 gram çiğ lahana yaklaşık 22 kalori içerirken, bu miktarda yaklaşık 60 mg C vitamini ve 80 mcg K vitamini bulunur. Bunun yanı sıra potasyum, kalsiyum, folat, B6 vitamini ve manganez gibi önemli mikro besin ögeleriyle de doludur. Lifli yapısı sayesinde sindirimi desteklerken, C ve K vitaminleri bağışıklık ve kemik sağlığı için önemli katkılar sağlar.

100 gram çiğ lahananın besin değerleri:

Kalori: 22 kcal

Karbonhidrat: 5.2 g

Lif: 2.2 g

Protein: 1.1 g

Yağ: 0.1 g

C Vitamini: 60 mg

K Vitamini: 80 mcg

Lahananın Sağlığa Katkıları Neler?

Bağışıklık Desteği:
Yüksek C vitamini içeriği sayesinde vücudun savunma sistemini destekler, enfeksiyonlara karşı direnci artırır.

Sindirime Yardımcı:
Lif açısından zengin olması, bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlık gibi sorunların önlenmesine yardımcı olur. Özellikle turşu halinde tüketildiğinde probiyotik etkisiyle bağırsak florasına destek olur.

Kalp Dostu:
İçerdiği flavonoidler ve antosiyaninler, kolesterolü dengelemeye ve damar yapısını korumaya katkı sağlar. Kalp-damar hastalıkları riskini azaltabilir.

Güçlü Antioksidan Etki:
Beta-karoten, polifenol, lutein ve zeaksantin gibi antioksidanlar sayesinde hücreleri zararlı maddelere karşı korur, yaşlanma belirtilerini geciktirebilir.

Ödem ve Toksin Atımı:
Lahana doğal bir diüretik (idrar söktürücü) görevi görerek vücutta biriken fazla sıvının dışarı atılmasına yardımcı olur.

Lahana Hangi Hastalıklara Karşı Koruyucu Olabilir?

Antioksidan ve iltihap giderici bileşenleri sayesinde lahana;

Romatizmal hastalıklar

Sindirim bozuklukları (örneğin İBS)

Kolon ve mide kanseri gibi bazı kanser türleri

Yüksek kolesterol

Tip 2 diyabet
gibi kronik rahatsızlıklarda koruyucu ya da semptom azaltıcı etki gösterebilir.

Lahana Nasıl Tüketilmeli?

Lahana; salatalarda çiğ, buharda hafif pişirilmiş, haşlanmış veya sote edilmiş şekilde tüketilebilir. Lahana sarması, lahana çorbası ve turşusu gibi geleneksel tariflerde de sıkça yer alır. Vitamin kaybını önlemek için kısa süreli buharda pişirme önerilir.

Lahana Suyunun Sağlığa Etkisi Var mı?

Taze sıkılmış lahana suyu özellikle mide sağlığı açısından destekleyici olabilir. İçerdiği glutamin adlı aminoasit, mide duvarının yenilenmesini destekleyerek gastrit ve mide ülseri gibi problemlerle mücadelede kullanılabilir. Günde yarım bardakla başlayıp yavaşça miktarı artırmak önerilir.

Lahananın Cilde Faydaları Nelerdir?

Cilt Yenileme:
Antioksidan içeriği sayesinde cildin yenilenme sürecini hızlandırabilir, kırışıklıkların ve yaşlanma belirtilerinin azalmasına katkıda bulunur.

Akne ve İltihaplar:
Anti-enflamatuar etkisi sayesinde ciltteki sivilce ve iltihaplı oluşumların hafiflemesine yardımcı olabilir. Çiğ lahana yapraklarının direkt cilde uygulanması bazı kültürlerde geleneksel olarak kullanılır.

Lahana Turşusu Ne Gibi Yararlar Sağlar?

Fermente lahana, yani turşu, probiyotik bakımından zengindir. Bağırsak sağlığı başta olmak üzere bağışıklık sistemine katkı sağlar. Ancak tuz içeriği yüksek olduğu için tansiyon problemi olan bireylerin ölçülü tüketmesi önemlidir.

Lahana Tüketiminde Nelere Dikkat Edilmeli?

Lahana iyice yıkanmalı, üzerindeki kimyasal kalıntılardan arındırılmalıdır.

Fazla miktarda tüketimi gaz ve şişkinliğe neden olabilir.

Çiğ lahana, tiroid fonksiyonlarını baskılayabileceği için hipotiroidi hastaları sınırlı tüketmelidir.

K vitamini oranı yüksek olduğu için kan sulandırıcı ilaç kullanan bireyler dikkatli olmalı ve doktora danışmalıdır.

Turşu gibi tuz oranı yüksek formlarında sodyum tüketimi kontrol edilmelidir.