En güzel ilçelerimizden Kemaliye size bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayacak. İlçemiz hakkında merak ettiğiniz birçok bilgiyi sizler için derledik

Kemaliye denilince, akla ilk gelen halıcılık, bir de, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün isminden esinlenerek buraya “Kemaliye” isminin verilmesi. Ama tüm bunların yanında,  dünyanın ikinci büyük kanyonu “karanlık kanyon” ve insanlık azminin sonucu “taş yolu” görmek için, buraya mutlaka uğramanız gerekiyor. Hatta daha fazlasını da bulabilirsiniz. Doğu Anadolu gezinize, mutlaka burayı ilave edin.

cumhuriyet caddesi_768x960

Ulaşım

Kemaliye, il merkezi olan Erzincan’a 194 km. uzaklıktadır. Kemaliye-Arapkir arasındaki uzaklık: 41 km. Kemaliye-Malatya arasındaki uzaklık: 162 km. Kemaliye-Elazığ arasındaki uzaklık: 201 km. Kemaliye-Keban arasındaki uzaklık; 87 km.
İlçe toprakları, Doğu Anadolu’nun yüksek ve engebeli bölümünde bulunmaktadır. Ortalama yükseklik: yaklaşık 2000 metredir. İlçe merkezinin denizden yüksekliğiyse: yaklaşık 900-1000 metre arasındadır.
Bölgenin ilkim özellikleri değerlendirildiğinde: mikro klima özellikleri görülür.

Ekonomik etkinlikler değerlendirildiğinde, bölgenin tarımdan çok, meyvecilik alanında öne çıktığı görülür. Yörede: ceviz, elma ve dut yetiştirilir. Özellikle: kurutulmuş “Eğin dutu ve pekmezi” yörenin en bilinen tatlarındandır.
Bal konusunda da, yörede etkin üretim söz konusudur. Sanayi tesisi olarak ise, bir çuval fabrikası bulunmaktadır. Tüm bunları yanında: Keban baraj gölünde, tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır.
Kemaliye: Keban baraj gölü kıyısında, bir vadi üzerindedir. İlçe merkezinde ve civar yerleşim yerlerinde: geleneksel mimari özellikler korunmaktadır.

Kemaliye denilince: Buranın halıları öne çıkıyor. Zaten, ilçede, her yıl “Halı Festivali” düzenleniyor. Eğin halısını, diğer halılardan ayıran en büyük özellik: atkı ipliğinin mavi boyalı olmasıdır. Ayrıca, kenar püskülleri, aynen saç örgüsü gibidir.

kemaliye.1_1280x649
 

Ne yenir-ne içilir

Kemaliye yöresine yolunuz düşerse, tatmanızı önereceğimiz başlıca mahalli lezzet: keşkek. Ayrıca: bumbar da olabilir. Veya: tirit. Bir de tatlı var. Bal, ceviz ve duttan yapılan “lök” isimli tatlının mutlaka tadına bakmalısınız.

Ne satın alınır

Kemaliye yöresinde: Eğin halıcılığı ün kazanmıştır. İlçede, köylerde bu halının üretimi yaygın olarak yapılmaktadır. Bunun dışında: yöreye has “eğin dut pekmezi “ satın alabilirsiniz.

Tarihi ve Coğrafi Yapısı

İl merkezine 194 km. 1168 km2 yüzölçümü olan ilçenin 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusu 7.736`dır. Nüfusun 2243`ü İlçe merkezinde 5493`ü köylerde yaşamaktadır. İlçeye 62 köy ve 25 mezra bağlıdır. Keban baraj gölü kıyısında güzel bir vadi içerisinde kurulmuş ilçenin geçmişte Eğin olarak bilinen adı Atatürk`ün adından esinlenerek Kemaliye olarak değiştirilmiştir. İlçe merkezi ve bağlı yerleşim yerleri geleneksel yöre mimarisini ve dokusunu büyük ölçüde korumaktadır. Doğal güzellikleri ve zengin folklor ve el dokuma halıcılığı ile ünlü olan ilçede halı festivali düzenlenmektedir. Özgün mimari özellikteki Kemaliye evleri, karanlık kanyonları, taşyolu projesi, akarsuları, Keban barajı gölü ve doğal güzellikleriyle Kemaliye turizm alanında önemli potansiyele sahiptir.

kemaliye_1280x502
 
Taşyolu projesi fikri Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. Yolun ilk açılma çalışmaları 1949 yılında kazma ve kürek gibi ilkel araçlarla başlatılmış, ancak başarılı olunamamıştır. Her Kemaliye`linin özlemi olan projenin yapımına devlet ve vatandaş işbirliği ile 1993 yılında yeniden başlanmıştır. Proje ile Kemaliye ilçesinin Fırat vadisini izleyerek en kısa yoldan Ankara ve İstanbul`a ulaşımının sağlanması amaçlanmış ve yol 220 km. kısalmıştır. Ayrıca 7 köyün ilçe merkezi ile ulaşımı sağlanmıştır. Taşyolu projesi tamamlanarak Karanlık Kanyon ile Divriği-Kemaliye ve Harput güzergahı turizme açılmıştır.
 
Kemaliye`nin dünyaca ünlü Eğin halıcılığının yeniden geliştirilmesi amacıyla Hacı Ali Akın Meslek Yüksek Okulunda halıcılık bölümü açılmıştır. Kemaliye Köylere Hizmet Götürme Birliği, Hacı Ali Akın Meslek Yüksek Okulu ve İlçe Halk Eğitim Merkezinin işbirliği ile halıcılığın geliştirilmesi ve turizmin hizmetine sunulması amaçlanmıştır.
 
Kemaliye evleri dünya kültür mirası listesine alınmıştır. ÇEKÜL Vakfının ilçede bölgeye hizmet vermek üzere bürosu açılmıştır. Kemaliye evlerinin özgün mimarisi korunarak turizmin hizmetine açılması çalışmaları devlet-vatandaş işbirliği ile devam etmektedir.

Tarihi Yerler ile ilgili kıssa bilgiler
 
Endiçi Kalesi: Aşutka köyü arazisindedir. İlk çağdan günümüze ulaşan yerleşim alanıdır.
 
Roma Mezarlığı: İlçenin güneyinde, Fırat nehrinin içindeki taşlar üzerindedir.
 
Pigan Kalıntıları: İlçenin kuzeybatısındadır. Roma, Bizans, Selçuklu dönemlerine ait kalıntılar vardır.
 
Hasgel Kalıntıları: İlçenin doğu kesiminde, Roma döneminden günümüze ulaşan kalıntılardır.
Arsanias Kalıntıları Kale, toplantı salonu ve kilise önemli yapılardır. Çoğu yıkık durumdadır. Kalıntılar Roma dönemine kadar uzanmaktadır.
 
Topkapı Kalesi: Dutluca köyü yakınındadır. Son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Minaresi Selçuklu özelliği gösterir. Mescit bölümü orijinal özelliğini korumuştur.
 
Orta Camii: Kadıgölü`nün kıyısında bulunan Orta Camii`nin, 17. ve 18. yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Dört ana ayak üzerine oturan kubbe, caminin tüm tabanına hakimdir.
 
Ayrıca ilçede; 1596 yılında Melik Ahmet Paşa tarafından yaptırılan Kışlacık Köyü Camii, 1305 tarihinde yaptırılan ve halen kullanılan Salihli Köyü Camii, 1641 yılında ilçe merkezinde yapılmış Taşdibi Camii, 1858 tarihinde Padişah Abdülmecid tarafından yaptırılan YeşilyamaçKöyü Camii ve Başpınar Köyü Camii vardır.
 
Kadıgölü: Çeşitli efsanelere konu olan bir su kaynağıdır.
 
Ala Mağarası: İlçenin kuzeydoğusunda bulunan Ala Mağarasının içinde dehliz ve kanallar bulunmaktadır. Girişinde sızıntı olarak akan suyun, ala ve sedef hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
 
Ocak Köyü (Hıdır Sultan Abdal Ocağı): Çok eski yüzyıllarda, "Şeyhler" olarak bilinen köyün, günümüzdeki adı Ocak`tır. Ancak, köyün kurucusunun maneviyat dünyasına candan bağlı olanlar, bu isim yerine çoğunlukla Hıdır Abdal Sultan Ocağı ismini kullanırlar. Köy, ilçe merkezi Kemaliye`ye 40 km uzaklıktadır.
 
Konuk evleri, hamamları, camileri, kütüphanesi ve okulu gibi sosyal tesislerinin yanısıra müzesi, helikopter pisti, çeşmeleri, düzenli ve bakımlı yollan ile örnek ve görülmeye değer bir Anadolu köyüdür.
 
Hıdır Abdal Türbesi: Türbe, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özelliklerinde yapılmıştır. Yapıya tümüyle taş işçiliği hakimdir. Yapılış tarihi ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Varlığı dönemin padişah fermanlarıyla tescil edilen, daha sonra 1925 yılında yürürlüğe konan bir yasa uyarınca kapatılan ve 24 yıl sonra yeniden açılan Hıdır Abdal Sultan Türbesi tarihe ışık tutan anıt bir eser olarak halkımızın ziyaretine açıktır.
 
Anadolu insanının "ermiş", "veli", "evliya" olarak nitelendirdiği kişilerden biri olan Hıdır Abdal, Hacı Bektaş Veli tarafından "Düşkünocağı" göreviyle onurlandırılmış ve onun manevi dünyasından feyz almıştır. Yaklaşık 700 yıl önce burada kurduğu tekkesinden, Türk gücünün çevreye yayılmasında etkili hizmetleri olmuştur.

Kemaliye`ye 40 km. uzaklıkta olan Ocak köyü konuk evleri, hamamları, camileri, kütüphane ve okul gibi sosyal tesislerinin yanı sıra helikopter pisti, düzenli yapılaşması ve bakımlı asfalt yolları ile görülmeye değer bir Anadolu köyüdür. Ocak köyünde bulunan Hızır Abdal Türbesi Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerini yansıtmakta, kim tarafından hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir. Yaklaşık 700 yıl önce Hıdır Abdal`ın burada kurduğu tekkesinden Türk gücünün çevreye yayılmasında etkili hizmetleri olmuştur.
 
İlçenin arazisi tarıma elverişli değildir. Küçükbaş hayvancılıkta kıl keçisi beslenmekte ve arıcılık yapılmaktadır. İlçenin kalkınması turizm sektöründeki gelişmelerle mümkün olacaktır.
 
İlçenin hangi dönemde kurulduğu bilinmemektedir. Kemaliye yöresi, MS 4. yüzyıldan itibaren Bizans İmparatorluğu`nun topraklan içinde kalmış, 7. yüzyılda Müslüman Araplar`ın akınlarına uğramıştır. Türkler`in Anadolu`ya gelişleri ile Anadolu Selçukluları`nın, İlhanlı Devleti`nin ve Akkoyunluların egemenliği altına girdi. Çelebi Mehmed döneminde Osmanlı Devleti`ne bağlandı. Uzun süre Diyarbekir Eyaleti`nin Arapkir Livası`na bağlı bir kaza merkezi olarak yönetildi. 19. yüzyılda Mamuret ül-Aziz (Elaziz) Vilayeti`nin Harput Merkez Sancağı`na bağlı bir ilçedir. 1926`da Malatya`ya bağlı bir ilçe iken, 1938 yılında Erzincan iline bağlanmıştır. Geçmişte Eğin olarak bilinen ilçenin adı, Mustafa Kemal`in adından esinlenerek Kemaliye`ye çevrilmiştir.
 
İlçe merkezi ve bağlı diğer yerleşimleri geleneksel yöre mimarisini ve dokusunu büyük ölçüde korumaktadır. Yakın çevresindeki doğal güzellikleri ve zengin folkloruyla büyük bir turizm potansiyeline sahiptir.
 
Halıcılığı ile ünlü olan ilçede, her yıl halı festivali düzenlenmektedir.

GEZİLECEK YERLER

DÖRTYOLAĞZI MAHALLESİ ,DÖRTYOLAĞZI CAMİİ,TARİHİ FIRIN VE HAMAM_960x960   TAHTA CAMİİ, KEMALİYE MERKEZİ KUŞ BAKIŞI_768x960

Kemaliye Müzesi

Müzenin bulunduğu binanın yapılış tarihi bilinmiyor. Ancak, 1915 yılında kurulan ve İstanbul dışındaki ilk özel şirketlerden olan Türk Halı Şirketine tahsis edilmiş ve uzun yıllar bu şirket tarafından kullanılmıştır. Yani, burada yıllarca, meşhur “eğin halısı” dokunmuştur. Ancak, yaşanan sıkıntılar ve göç nedeniyle, zamanla çalışan genç nüfus azalmış ve fazla hissedarı bulunmayan şirket, kendiliğinden kapanmıştır.

Takip eden dönemde, binanın alt katı: uzunca süre cezaevi olarak kullanılmıştır. Ancak, 1990’lı yılların sonunda cezaevi de kapatılmış ve bina kaderine terk edilmiştir. 1999 yılında ise, yine Kemaliyeliler tarafından sağlanan kaynaklarla, yapı restore edilmiştir. En alt katta: halıcılık atölyesi kurulmuş, orta katın girişindeki bölüm ise, fasıl ve folklör gösterileri için tahsis edilmiştir.

Orta katın girişini takiben, büyük salon ve ara holler ise, Etnografik eşyaların sergilendiği Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır. Burada, yaklaşık 600 civarında Etnografik eser sergileniyor. Eserler, bağışçılarının isimleriyle birlikte görülüyor.

Erzincan Kemaliye Atatürk Kültür Merkezi

İlçe merkezindedir. Yapılış tarihi bilinmiyor. Yapı: bir süre ilkokul ve daha sonra ise ortaokul olarak hizmet vermiştir. Yaklaşık 100 yıllık olduğu düşünülmektedir. Duvarlardan taşan çatının, saçak altlarında bulunan ahşap süslemeler, binaya estetik bir görünüm kazandırmaktadır.

2000 yılında, binanın restorasyonu yapılmıştır. Bu çalışmalarda, binanın iç yerleşimi ise, Kemaliye halkı tarafından sağlanan fonlardan yapılmış ve yapı 2001 yılında Kültür Merkezi olarak hizmete açılmıştır. Günümüzde, burada: konser, tiyatro, konferans ve sinevizyon gösterileri yapılmaktadır.

Taşyol

1870’li yıllarda gündeme gelmiş ve Kemaliye’yi, Divriği-Sivas güzergahından, Ankara-İstanbul yönüne bağlayacak bir yol projesidir. Yol: 1949 yılında yapılmaya başlanmış ve 1960 yılına kadar geçen süre boyunca: 2 metre genişliğinde, 1900 metrelik yol tamamlanmıştır.

Ancak, yolun bir bölümü, 1983 yılında, Keban baraj gölü suları altında kalmıştır. 1993 yılına gelindiğinde ise, Amerika’da yaşayan Kemaliyeliler tarafından satın alınan bir delici ile, yolun açılması faaliyetlerine yeniden başlanmıştır. Evet, tamamı taştan, yani tamamı 8500 metre olması planlanan yolun tamamı taş ve 4722 metrelik bölümü kayalar oyularak yapılıyor.
Bu yol tamamlandığında: Kemaliye ile Ankara-İstanbul arasındaki yolun uzunluğu, yaklaşık 220 km. kısalıyor. Ayrıca: bir doğa harikası olan Karanlık Kanyon, turizme açılmış oluyor. Evet, bu taş yol: 2002 yılında hizmete açılmıştır.

Ocak Köyü Özel Müze

İlçe merkezine bağlı, 40 km. uzaklıktaki Ocak köyündedir.
Ali Gürer Özel Müzesi adını taşıyan müzede, 338 eser sergileniyor. Zaten, müze: köy halkından Mustafa Gürer’in kişisel çabalarıyla oluşturulmuş ve 1994 tarihinde ziyarete açılmıştır. Ancak, bir trafik kazasında ölen, Mustafa Gürenin oğlu “Ali Gürer” in ismini taşımaktadır. Müze: her ne kadar özel statüde ise de, Kültür Bakanlığı denetimindedir.
Müze; 2 katlıdır. Modern bir binadadır. Genelde: Etnografik eserler sergilenmektedir. Yaklaşık 1300 civarında eser, eserleri verenlerin isimleri yazılı olarak müzede sergilenmektedir. Müzenin açık hava bölümünde görebilecekleriniz ise: Atatürk büstü, Türk büyüklerinin kabartmalı resimleri, harman makinesi, kağnı arabası ve tarihi taşlar. Müzenin ikinci katında ise: kütüphane var.

Orta Camisi

Kadıgölü kıyısındadır. Kitabesi yoktur ve bu nedenle yapılış tarihi ve yaptıran bilinmemektedir. Ancak: 17 veya 18’nci yüzyılda yaptırıldığı düşünülmektedir. Kubbesi muhteşem güzel, yapının tüm  tabanına hakimdir.

Kadı Gölü

Göl: çeşitli efsanelere konu olmuştur. İlçenin kadısını, atı ile birlikte alıp götürecek kadar hızlı akar. Hatta: bembeyaz köpüklü suları, başka bir hazla seyredilebilir.
Bu aslında bir göl değil. Çok soğuk ve debisi güçlü bir kaynak suyudur. Ama ilçenin hayat kaynağıdır. Tüm ilçenin içme suyunu karşılar ve aynı zamanda, bağ ve bahçelerin sulanmasını da sağlar. İlçe merkezinde, Kadıgölü üzerinde bulunan birçok su değirmeni, günümüzde restore edilmiştir.

Karanlık Kanyon

kemaliye karanlık kanyon_1280x858

Kemaliye ilçesinde, dünyanın ikinci büyük kanyonu buradadır. Kanyonu, buna paralel şekilde uzanan taş yol ile birlikte değerlendirmek gerekir. Taşyol ve karanlık kanyon, muhteşem bir tabiat güzelliği sunuyor.
Evet, karanlık kanyon: ilçe merkezine 3 km. uzaklıktadır. Kanyonun uzunluğu: yaklaşık 9 km. dir ve Fırat nehri, kanyon içinde kıvrılarak akar. Kanyonun hemen yanlarında ise, yükseklikleri 800 metreye kadar ulaşan kayalar bir duvar gibi yükseliyor.

Kanyonda: tekne turları yapılabiliyor. Yaklaşık 2 saat süren bu tekne turlarında, ziyaretçiler, vahşi doğada, cambazlık hünerlerini sergileyen keçileri görebiliyorlar. Ayrıca: kanyon bitimindeki Karpuzkaldıran mesire yerinde, karaya çıkılıyor ve muhteşem doğanın ve tertemiz havanın güzelliği yaşanıyor.
Karanlık kanyon bölgesinde, ayrıca: çeşitli sportif etkinlikler düzenleniyor. Bunlar: rafting, kano, jet ski ve bot safari şeklinde yapılıyor.

Başpınar Köprüsü

1957 yılında yapılan Başpınar köprüsü: Keban barajının yapılmasından sonra, su tutulması sonucu, sular altında  kalmıştır. Bunun üzerine, bu yörede yaşayan insanlar: suyun azaldığı dönemlerde, karaya oturan bir feribot ve küçük kayıklar ile karşıdan karşıya geçmeye başlamışlardır.
Özellikle: su seviyesinin çok azaldığı yaz aylarında feribot çalışmadığından, bu yöredeki köylerde yaşayanlar, kaderleriyle baş başa kalıyorlardı. Ancak, devlet kurumları ekonomik olmadığı gerekçesiyle, buraya yeni köprü yapılmasına yanaşmıyordu.

Bunun üzerine, mahalli kaynaklar ile, 1993 yılında bir köprü yapılması planlandı. Kemaliye halkından toplanan bağışlar ile, devlet-vatandaş işbirliği ile, 24 köyün ulaşımını sağlayacak köprü inşaatı, 1997 yılında tamamlandı. Böylece: Kemaliye-Çemişgezek karayolu güzergahındaki bu köprü, önceki dönemlerde çekilen sıkıntıları gidermiş oldu. Son olarak, bu köprü, merhum vali Recep Yazıcıoğlu’nun büyük çabaları ile yaptırılmıştır. Hatta, bu çabalar bir televizyon dizisi olarak da gündeme gelmiştir.

Kemaliye Evleri: 
 

GENÇAĞA MAHALLESİ,TARİHİ EĞİN EVLERİi_768x960
Kemaliye kuruluşundan bu yana, çeşitli kültürlerin yaşandığı bir yer olma özelliğini taşır.
 
Bu ortak kültürün izleri ayrıntılara da yansır. Dut, ceviz, çınar, kavak ağaçlarının oluşturuğu, yeşilin bin bir tonu arasında yer alan evler, doğal çevre ile mimari arasındaki uyumun en güzel örneklerini sunar. 

GENÇAĞA MAHALLESİ,TARİHİ EĞİN EVLERİ_768x960

Kemaliye evleri, topografya yapısına uygun olarak konumlanmış ve "mağ" adı verilen, 3-3.5 metrelik aks sistemiyle yapılmıştır. Araziyi ekonomik kullanma zorunluluğu nedeniyle, evler kademeli olarak şekillenmiş, yatay değil, düşey olarak düşünülmüş ve tek katlı evler yerine iki, üç ya da dört katlı evler tercih edilmiştir. Evlerin bir çoğu eğimli araziye yaslanır. Dolayısıyla, Kemaliye Evleri’nin her kaündan açılan kapılardan, ya bir sokağa ya da bir bahçeye çıkabilirsiniz. Genelde üç katlı olan Kemaliye evlerinin alt katları, hizmet katı olarak işlev görür. Bahçe ile bağlantısı olan bu kat soğukluk, kiler ve odunluk olarak kullanılır. Ana katlar -taş duvarın üstü ile başlayan ahşap katlar- yaşam mekanları olarak düzenlenmiştir. Divanhane, selamlık, sofa ve mutfak bu katta bulunur. Üst katlarda genel olarak yatak odaları vardır. Son katın üzerinde bulunan rıhtım döşemeyle kaplı damlar ise, tarımsal ürünlerin işlenmesi ve kurutulması amacıyla kullanılır.

Kemaliye evlerinin mimari özellikleri:

SOFA 

"Aralık" adıyla biçimin ana belirleyicisi olma işlevini sürdüren sofa, odaların ve diğer mekanların doğrudan açıldığı bir geçittir. Ortak kullanım alanı olmanın ötesinde, katların dış çevre ile doğrudan ilişkisini sağlaması bakımından önem kazanır. Sofa, geleneksel evin avlu öğesini, yapı içinde oluşturma eğiliminin bir ifadesi olarak da açıklanabilir.

DİVANHANE 

Kemaliye evlerinde sofanın oturma işlevli bölümü, "Divanhane" adını alır. Divanhane aynı zamanda evin, manzara ile etkin görsel ilişkisini kurduğu mekan olarak da tanımlanabilir. Yalnızca bir basamak yükseltilmiş döşemesiyle sofadan ayrılan divanhane, sofanın ardından, hatta onunla birlikte, ana kat planını örgütleyen temel mekan olarak belirlenir.

ODALAR 

Mekansal biçimlendirme açısından Türk evinin temel özelliği, odayı ana birim olarak ele almasıdır. Varılmak istenen sonuç, odanın yönlendirme ve kullanımda en uygun biçimlendirilmeye kavuşturulmasıdır. Kemaliye evlerinde de bu amaca yönelik biçimlendiği kanıtlanan odalar yeme, oturma, yatma işlevlerinin tümüne cevap verebilecek nitelikte tasarlanmıştır. Sofanın iki yanında konumlanmış odalar, genellikle divanhanenin iki yanında yer alır. Aralarında işlevsel farklılık yoksa simetrik bir düzen gösterirler. Kısa kenarı uzun kenarının yaklaşık yarısı olacak boyutta biçimlenmiş odalar, kısa kenarları manzaraya doğru ve yaygın bir uygulamayla divanhane ile aynı yöne bakacak şekilde yapılmıştır.

Odanın oturma alanı (sekiüstü), sekialtına göre bir basamak yükseltilmiştir. Sekiüstünde, duvarlar boyunca yerleştirilen bir, iki ya da üç yönlü sedirler bulunur. Sedirleri sekialtı kenarında sınırlayan eleman olarak kapı tarafında korkuluk (parmakçalık), diğer tarafında ise yüklük yer alır. Yüklükler banyo yapma ve yatak-yorgan koyma yeri olarak işlev görür. Yüklük ile kapı arasındaki duvar yüzeyi ise, "çiçeklik", "şerbetlik" adıyla anılan ahşap süslemelerle şekillendirilmiştir. Ayrıca, çiçeklik üst sınırında, kapıdan yüklüğe kadar ve oradan da pencere üst sınırına koşut, tüm mekanı dolaşan raf sistemi, köşelerde lambalık, kapı üstünde veya arkasında da şapkalık yer alır.

SERVİS MEKANLARI 

Kemaliye evlerinde servis mekanları adı altında toplanabilen mutfaklar; selamlık odasına hizmet veren kahve ocağı, depolama işlevli kiler, soğukluk ve mağazalar, mevsimlik yiyeceklerin kurutulmasına yönelik dam, ailenin ihtiyacı olan hayvanları barındıran ahır, samanlık ve hela birimleri, evin mekansal örgütlenme ilkeleri doğrultusunda yapı bütünü içinde katlara dağıtılarak çözümlenmiştir. Kemaliye evlerinin günlük kullanıma ayrılan hazırlama ve pişirme mekanları olan mutfaklar, çoğunlukla ana katta sofaya bitişik ve evin manzara yönüyle ters konumdaki arka kesiminde yer alır. Model olarak odalarla uyum gösterir. Mutfağın en önemli özelliklerinden bir tanesi, kapısının diğer kapılara göre küçük olmasıdır. İçeri giren kişinin başını eğmek zorunda kalması, "nimete saygının" ifadesidir. Kemaliye evlerinde selamlık odasına hizmet olarak tasarlanan kahve ocağı, bu mekanla doğrudan ilişkili küçük bir ofis niteliğindedir. Çoğunlukla evin arka kesiminde konumlanmış olması nedeniyle dış duvarları taş olup, pencere yüzeyleri de, servis mekanı penceresi niteliğindedir. Sedir, ocak ve duvar nişleri içindeki dolaplar mekanın donanım öğeleridir. Kemaliye evlerinde depolama işlevine yönelik çeşitli mekanlara, yapı bütünü içerisinde olmak koşuluyla yer verilmiştir. Meyve, sebze, tahıl, yağ, peynir, kavurma ve uzun süreli tüketim için hazırlanan yufka ekmeklerinin bozulmadan kullanılmasını sağlayacak uygun sıcaklık ve havalandırma koşullarına sahip farklı mekanların oluşturulabilmesi için, kat alanlarının, genellikle odaların konumlandığı ön kesim dışındaki bölümleri, depolarla donatılmıştır.

Zengin ailelerin evleri ile fakir evleri arasında büyük farklılıklar yoktur. Bir farklılık sayılacaksa, "kat" sayısı ve "evlerin boyutu" bu iki evi birbirinden ayırır. Evin "direkli oda" denilen selamlık odaları, ayrı giriş ve servis mekanları ile diğer bölümlerden ayrılır. Kemaliye evlerinde tüm oturma mekanları manzaraya, bu manzaranın en güzel görüntüsü olan Fırat’a bakar. Eğimli arazideki set set yapılanma, evlerin birbirinin manzarasını kapatmasını önler. Manzaraya bakan oturma yerlerine, evin diğer yerlerine oranla daha çok pencere, vitraylı tepe pencereleri, her katta daha ileriye taşan cumbalar yer alır. Oturma mekanları arasındaki hiyerarşiyi, bu cephedeki "çıkma düzeni" ile kavramak mümkündür. Yaz boyunca oturulan ortak mekan olan "divanhane", cephede dışarıya en fazla çıkma yapar. Onu selamlık ve odalar takip eder. Aynı cephede simetrik biçimlenme de dikkati çeker. Evlerin yapımında taş ve ahşap malzeme kullanılmıştır. "Hımış" adı verilen, arası kerpiç dolgulu ahşap dikmelerin üzeri çam tahtaları ile kaplıdır.

Ahşap kaplamaların etekleri fisto biçiminde iç ve dış bükey eğriler veya yalın oyma motiflerle bitirilmiştir. Bu ahşap kaplı cephedeki dikdörtgen pencerelerin, ahşap kapaklarındaki dövme demir açma-kapama ve sabitleştirme elemanları motiflerle bezelidir. Kapaklar kapandığında odalar yalnızca tepe pencerelerinden ışık alır. Ahşap cephe yüzeyini üstte saçak, yöreye özgü adı ile "süvüng" sınırlar. Bu saçak, aynı zamanda bir balkon korkuluğudur. Çünkü evin "rıhtım" adı verilen dere taşı kaplı düz damı, diğer adıyla "yetme", üzerinde gezilen bir üretim alanıdır. Pestil, tarhana, dut, elma, reyhan evin en üst kısmında kurutulur. Aynı katta depolama ve yazın oturma işlevli kapalı mekanlar da bulunur ki buraya "kaçak " denir.

Kemaliye evlerinde dikkate değer bir cephe elamanı da kapılar ve kapı tokmaklarıdır. Bu tokmaklar iki türlüdür. Biri erkekler içindir ve vurulduğunda kalın ses çıkarır. İnce ses verenini ise kadınlar kullanır.

kapı tokmağı_1280x960

Kemaliye evleri, mimarisinde yerel kültür öğeleri barındıran ancak plan örgütlenmesi, kütle düzeni ve strüktür özellikleri ile, Osmanlı döneminin geliştirdiği kentsel konut geleneğinin özgün örnekleri arasında yer alır.

Kısa adı ÇEKÜL olan, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı’nın "7 Bölge 7 Kent" projesi kapsamında yer alan Kemaliye, doğal-tarihsel ve kültürel özelliklerinin yanı sıra özgün mimari dokusuyla da Dünya Mirası Tarihi Değerlerden biri olmak üzere UNESCO’ya aday gösterilmiştir.

TAŞDİBİ MAHALLESİ RESTORE EDİLEN EVLER_960x960

Mutlaka görülmesi gereken bu sivil mimari örnekleri, bütün özellikleri ile geçmişin parlak sayfalarını anımsatan, Anadolu kültürünün gözler önüne serildiği en açık örneklerdendir.

Ekonomik Durum: 
 
Kemaliye, Osmanlı Devleti döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında ticaretin önemli merkezlerinden biri idi ve 1935’li yıllara kadar adeta Ümran Devri’ni yaşamıştı.

İlçe, coğrafi yapısının tarıma müsait olmaması nedeniyle el sanatları ve ticaret fevkalâde bir gelişme göstermişti. Özellikle dokumacılık, dericilik, kuyumculuk, halıcılık ve ayakkabıcılıkta büyük ilerlemeler sağlanmış olmasına rağmen, Cumhuriyet kurulduktan sonra demiryolu ve karayolu ağının gelişmesi ve el sanatlarının makineleşmesi ekonomik durumun sürekli gerilemesine neden olmuştur. Bu da göçlere neden teşkil etmiştir. Ancak bununla birlikte yaklaşık 400 yıldır İstanbul’la ilişkisi devam eden İlçemiz halkının İstanbul’da hemen hemen hepsinin gayrimenkulü bulunmakta, bu gayrimenkulleriyle geçimlerini temin etmektedirler.

Kemaliye, 30 Ekim 1987 yılında büyük bir yangın yaşamış, bu yangında 169 işyeri, depo, ardiye, ambar yanmış olup, ticari hayatı felç etmiştir. Belediye ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından prefabrik barakalar temin edilmiş ticari hayat 1993 yılına kadar bu barakalar da sürdürülmüştür. Bu arada Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve varlıklı hemşerilerimiz sayesinde inşaatına başlatılan 87 dükkân 1994 yılında bitirilerek hak sahiplerine teslim edilmiştir.

İlçe, dağlık olması nedeniyle, ekilebilir arazisi çok azdır. Yaklaşık 11076 hektar ekilebilir arazisi bulunmaktadır. İlçemizin Çit ve Dutluca köylerinde civar İllerin pazarına hitap eden sebzecilik yapılmaktadır. Diğer köylerimizde de iç tüketime yönelik dut, ceviz, badem üretimi yapılmaktadır. Ayrıca ilçenin dört bir yanını kuşatan zengin floraya sahip 850-3000 metre rakımlı Munzur ve Sarıçiçek dağlarında ve yaylalarında arıcılık yapılmakta, 5000 civarında arılı kovan bulunmaktadır. Yılda ortalama 50 ton yüksek kaliteli çiçek balı üretilmektedir. 

Kemaliye, sınırları içerisinde ki büyük ve verimli yaylalar da yaklaşık 55.000 adet küçükbaş hayvanla, yılda 250 ton civarında peynir üretimi yapılmaktadır.

İlçe, Keban Barajı göllenme sahasında ve dağlardan gelen tertemiz su kaynaklarında yıllık ortalama 1000 ton alabalık üretimi ve tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır.

Son dönemlerde Kemaliye'de gelişen turizm potansiyeline paralel olarak bir turizm ekonomisi gelişmekte ve buna bağlı olarak hizmet sektöründe gelişmeler yaşanmaktadır.

Doğa Sporları: 
 
Kemaliye’nin en önemli turizm alanlarından biri Doğa Sporları Şenlikleridir.

Turizm ve bu kapsamda gerçekleştirilen Doğa Sporları Kemaliye her yıl Mayıs ayının 2. haftasında Türkiye’nin en kapsamlı Doğa Sporları Şenliklerine ev sahipliği yapmaktadır. İlki 2004 yılında gerçekleştirilen Doğa Sporları Şenlikleri geçen süre içersinde adeta Kemaliye ile özdeşleşmiş ve Doğa Sporları denince akla Kemaliye gelir olmuştur. Hemen her türlü doğa sporları aktiviteleri için elverişli parkurlara sahip Kemaliye’de bu etkinliklerin gerçekleştirildiği ana üst ise Karanlık Kanyon ismi ile bilinen doğa harikasıdır. Karanlık Kanyon Karasu Vadi tabanına son derece dik bir biçimde inen ve yüksekliği yer yer 400 ile 500 m’ye yaklaşan birbirine paralel iki yakanın yaklaşık 9 km boyunca karşılıklı olarak ilerlediği muhteşem bir kapalı eko-sistemdir.

kemaliye_1280x853

Avrupanın en önemli kanyonlarından biri olan Karanlık Kanyon sahip olduğu doyumsuz atmosferi ile doğaseverlerin mutlaka görmesi gereken eşsiz güzellikte bir doğa olayıdır. Doğa sporları şenliklerinde Karanlık Kanyon içerisinde gerçekleştirilen en önemli aktivite extrem sporlar içerisindeki en özgün dallardan biri olan ve Base-jump olarak adlandırılan serbest atlayış biçimidir.

Asansör bozulunca anne ve çocuğu mahsur kaldı Asansör bozulunca anne ve çocuğu mahsur kaldı

kemaliye 3_1280x720

Karanlık Kanyon’da sudan yüksekliğin 480 m olduğu ve karşılıklı iki yaka arasındaki mesafenin 500 m’ye ulaştığı iki noktadan gerilmiş çelik halattan, Fırat içerisindeki küçük bir kara parçasına atlamak suretiyle gerçekleştirilen Base-jump gösterisi izleyenlerin adeta nefeslerini tutarak seyrettikleri görsel bir şölendir.

kemaliye 2_1280x851

Diğer yandan şenlikler kapsamında Türkiye Bisiklet Federasyonu organizasyonunda yarışmacılar için zorlu güzergâhların bulunduğu dağ bisikleti yarışları; Türkiye Dağcılık Federasyonu bünyesinde dağcılık ve kaya tırmanışı eğitimleri; durgun su sporlarından kano ve bot yarışları; microlight, paramotor ve yamaç paraşütü gibi havacılık aktiviteleri; izci kampı, ata sporu cirit ve başta Sarıçiçek Yaylası olmak üzere yaylalarda off-road ve enduro motor kullanıcıları için görkemli güzergâhlarda sıra dışı maceralı yolculuklar, tarihi ipek yolunda at safari, fotosafari ve daha pek çok etkinlik hafta boyunca gerçekleştirilen aktiviteler arasındadır. Bu heyecan ve macerayı doyasıya yaşamak istiyorsanız sizi de Kemaliye’ye bekliyoruz.

TAŞYOLU_1280x720


 

Editör: Merve Kiraz