NASA’nın ileri teknolojili teleskopları, evrenin sınırlarında şimdiye kadar bilinmeyen devasa yapılar tespit etti. Bu yapılar arasında milyarlarca kat Güneş’ten daha güçlü manyetik alanlar içeren “manyetik duvarlar,” karanlık maddeyle ilişkili kozmik filamentler ve evrenin “hiçlik” olarak adlandırılan sınırlarında yoğun enerji alanları yer alıyor.
Evrenin büyük ölçekli yapısı olan kozmik ağ, galaksileri ve karanlık maddeyi birbirine bağlayan filamentler, boşluklar, düğümler ve duvarlardan oluşur. Yeni keşfedilen manyetik duvarlar, bu ağın elektromanyetik bir iskeleti gibi davranabilir ve evrenin genişlemesini yavaşlatan ya da yönlendiren bir etkiye sahip olabilir.
Bu keşifler, evrenin erken döneminde madde ve enerjinin beklenenden daha hızlı yayılmasını açıklayabilir ve “ufuk problemi” olarak bilinen kozmolojik paradoksa yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Ayrıca, evrenin geleceğine ilişkin mevcut teoriler arasında Büyük Çöküş olasılığını yeniden gündeme getirebilir.
Evrenin boşluğu olarak bilinen “hiçlik” ise kuantum dalgalanmalarla dolu bir yapı olabilir. NASA’nın bulguları, fiziksel boşluğun bile karmaşık ve yapılı olduğunu düşündürüyor.
Sonuç olarak, bu keşifler evrenin hem başlangıcını hem de sınırlarını anlamamızda önemli soruları ortaya koyuyor ve evrenin şimdiye kadar düşündüğümüzden çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor.