Sık idrara çıkma, mesane doldukça artan ağrı ve gece uykularını bölen sancılar… Türkiye’de binlerce kadının yaşamını etkileyen ancak çoğu zaman tanısı geciken Ağrılı Mesane Sendromu, tıptaki adıyla İnterstisyel Sistit, kronik ve karmaşık bir sağlık sorunu olarak dikkat çekiyor. Herhangi bir mikrobik enfeksiyon olmaksızın gelişen bu durum, genellikle kadınları etkiliyor ve hastaların yaklaşık %90’ını kadınlar oluşturuyor. Uzmanlara göre hastalık çoğunlukla 30-50 yaş aralığında başlıyor ve etkileri yaşam boyu sürebiliyor.

Tanı Koymak Zor, Yaşamak Daha Zor

İnterstisyel Sistit, mesane çevresinde sürekli ağrıya, sık ve acil idrara çıkma hissine yol açıyor. Bazı hastalar günde 30 kez tuvalete gitmek zorunda kalabiliyor. En zorlayıcı yönlerinden biri ise geceleri sık sık uyanmak zorunda bırakması; bu da uyku düzenini ve dolayısıyla genel yaşam kalitesini ciddi şekilde bozuyor. Ağrı genellikle mesane doldukça artıyor ve idrar yapıldıktan sonra azalma gösteriyor. Ancak bu rahatlama geçici olabiliyor. Pelvik bölgede, kasıklarda ya da cinsel ilişki sırasında hissedilen ağrılar da hastalığın diğer belirtileri arasında yer alıyor.

Bilinmeyen Nedenlerle Gelişiyor

Hastalığın neden kaynaklandığı hâlâ kesin olarak bilinmiyor. Ancak yapılan araştırmalarda, mesane iç yüzeyini koruyan glikozaminoglikan (GAG) tabakasının zarar görmesi öne çıkan etkenlerden biri. Bu hasar, idrar içindeki maddelerin mesane dokusuna sızarak tahrişe ve iltihaba yol açmasına neden oluyor. Ayrıca bağışıklık sisteminin mesaneye saldırdığı otoimmün hastalıklar, sinir sistemi hassasiyetleri ve geçmişte geçirilmiş idrar yolu enfeksiyonları da riski artıran faktörler arasında. Genetik yatkınlık, fibromiyalji ve irritabl bağırsak sendromu gibi diğer kronik hastalıklar da bu sendromla ilişkili bulunuyor.

Tedavi Sabır Gerektiriyor

Tanısı kolay olmayan bu hastalık, sıklıkla benzer semptomlara yol açan diğer rahatsızlıkların elenmesiyle ortaya çıkıyor. Tedavi ise sabır ve çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor. İlk adımda yaşam tarzı değişiklikleri, diyet düzenlemeleri ve stres yönetimi önerilirken, ilerleyen vakalarda ilaç tedavisi ya da girişimsel uygulamalara başvurulabiliyor. Uzmanlar, interstisyel sistitin kişiye özel yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Hastalığın zaman zaman alevlenip hafiflediği, stres ve hormonal değişimlerle semptomların şiddetlenebileceği biliniyor.

Kadın Sağlığında Farkındalık

Şart Toplumda yeterince bilinmeyen bu sendromun, özellikle kadın sağlığı konusunda daha fazla farkındalıkla ele alınması gerektiğini belirten uzmanlar, erken tanı ve doğru tedaviyle semptomların yönetilebileceğine dikkat çekiyor. İnterstisyel sistit, yalnızca fiziksel değil; psikolojik ve sosyal boyutlarıyla da yaşamı etkileyen bir durum.

Bu nedenle hem hasta yakınlarının hem de sağlık profesyonellerinin konuya bütüncül bir yaklaşım göstermesi büyük önem taşıyor.

Muhabir: Yasemin Dülgeroglu