Kuzey Avrupa’nın dondurucu kış gecelerinde evleri ısıtmak, özellikle gece saatlerinde oldukça zordu. Ancak bu zorluk, Orta Çağ’ın sonlarında ortaya çıkan sıra dışı bir marangozluk çözümünü beraberinde getirdi: kasa yataklar.

Ahşaptan yapılan ve dolap biçiminde tasarlanan bu yataklar, içine girilebilecek kadar büyük olup sıcaklığı muhafaza etmek üzere kapaklı veya sürgülü bölmelere sahipti. Genellikle tek ya da çift bölmeli olarak inşa edilen bu yapılar, geceleri sönmüş ocakların ardından soğuktan korunmak için ideal bir sığınak haline geldi.

İlk kez Fransa’da “lit à caissons” adıyla kullanılan bu yatak türü, zaman içinde İngiltere, İskoçya, Avusturya, Hollanda ve İskandinavya’ya kadar yayılarak her coğrafyada farklı şekillerde benimsendi. Ahşap işçiliğinin incelikli örneklerinden biri olan kasa yataklar, sadece birer uyku alanı değil; aynı zamanda ailenin sıcak bir şekilde bir arada kalmasını sağlayan korunaklı birer yaşam alanıydı.

Sanayi devrimiyle birlikte ısınma teknolojileri gelişse de, birçok Avrupa köyünde bu geleneksel yatak türü 20. yüzyılın ortalarına kadar kullanılmaya devam etti. Bugünse bazı müzelerde ya da restore edilmiş eski köy evlerinde hâlâ orijinalliğini koruyan örneklerine rastlamak mümkün.

Muhabir: Merve Kiraz