Milyonlar Maaş Kesintisiyle Ek Emekliliğe Kavuşuyor
Tamamlayıcı Emeklilik Sigortası (TES) sistemi, çalışma hayatında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Hükümetin yıllardır üzerinde çalıştığı ve Orta Vadeli Program'da da yer alan bu yeni düzenleme, hem işçi hem de işveren tarafında büyük yankı uyandırdı. TES sistemi, mevcut kıdem tazminatı haklarını koruyarak çalışanların emeklilikte daha güçlü bir finansal yapıya sahip olmasını hedefliyor. Ancak, bu yeni sistemin maaşlardan yapılacak kesintiyle finanse edilecek olması, milyonlarca çalışanın kafasında soru işaretleri yarattı.
Yeni düzenlemeye göre, işverenler her ay brüt maaşın %3'ünü, çalışan adına açılacak bireysel fon hesabına yatıracak. Bu kesinti, çalışanların "maaşlarının bir bölümü elden gidiyor" hissine kapılmasına neden olsa da, yetkililer bu paranın aslında çalışanların geleceğine yatırıldığını vurguluyor. Böylece, çalışanlar istifa etseler bile kıdem tazminatlarına ek olarak bu fon hesabındaki birikimi de kazanılmış hak olarak yanlarında götürebilecekler. Bu durum, yıllardır süregelen kıdem tazminatı davalarına da son vermeyi amaçlıyor.
Erken Çekim İmkanı ve Emeklilikte Ek Gelir Garantisi
TES sistemi, çalışanlara sadece emeklilikte değil, hayatlarının farklı dönemlerinde de finansal esneklik sağlıyor. Sisteme dahil olanlar, 60 yaşını doldurduklarında emekliliğe hak kazanacak. Birikimlerinin yüzde 25'ine kadarını toplu ödeme olarak alabilecek, geri kalanını ise emeklilik maaşlarına ek gelir olarak kullanabilecekler. Yapılan hesaplamalara göre, 25 yıl boyunca sistemde kalan asgari ücretli bir çalışan, emekli maaşına ek olarak ayda 300 ila 566 lira arasında ek gelir elde edebilecek.
Ayrıca, 60 yaşını doldurmayan katılımcılar da sisteme özel bir esneklik katıyor. Evlilik, işsizlik, ağır hastalık veya ilk konut alımı gibi kritik durumlarda, birikimlerinin yüzde 10'una kadarını erken çekme imkanı sunuluyor. Bu özellik, çalışanların beklenmedik ihtiyaçlarında birikimlerini nakde çevirebilmesine olanak tanıyor.
Sistem Zorunlu Mu Olacak? Riskler Neler?
TES sisteminin 2025'in son çeyreği itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanırken, en çok merak edilen konulardan biri de sistemin zorunlu olup olmayacağı. Hükümet kaynaklarından alınan bilgilere göre, sistemin büyük ihtimalle zorunlu hale getirileceği ve tüm özel sektör çalışanları ile kamu çalışanlarını kapsayacağı belirtiliyor. Ancak, Bağ-Kur'lu çalışanların ilk aşamada sistemin dışında kalabileceği konuşuluyor.
Sistemin sunduğu avantajların yanı sıra bazı riskler de bulunuyor. Maaşlardan yapılacak kesintilerin çalışanlar üzerindeki psikolojik yükü ve fon performanslarının enflasyon karşısında erime riski en büyük endişeler arasında yer alıyor. Bir uzman, "Bu tür fonların getirisi, ekonomik dalgalanmalardan doğrudan etkilenebilir. Çalışanlar, birikimlerinin ne kadar kazanç sağlayacağını iyi takip etmeli" şeklinde uyarıda bulundu.
