Tarih boyunca iz bırakmış medeniyetlerin nefes kesici mirasları, hâlâ ayakta duran açık hava müzelerinde yaşamaya devam ediyor. İşte dünyanın dört bir yanında geçmişi adeta bugüne taşıyan, ziyaretçilerini büyüleyen dört etkileyici durak.
1. Roma, İtalya
Batı medeniyetinin beşiği olarak kabul edilen Roma, adeta dev bir açık hava müzesi gibi. Antik Roma İmparatorluğu’nun kalbi olan bu şehir, tıpkı İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulu. Şehrin sokaklarında dolaşırken bir anda tarihi kalıntılar, görkemli yapılar, büyüleyici heykeller ve zarif çeşmelerle karşılaşıyorsunuz. Caddeleri kusursuz bir şehir planlamasının ürünü: Izgara şeklinde uzanan yollar, etkileyici meydanlarda kesişiyor. Her biri göz kamaştıran bu meydanlar, Roma’yı tarihle iç içe yaşatan eşsiz bir deneyime dönüştürüyor.
2. Karnak, Mısır
Luksor'un hemen kuzeyinde yer alan Karnak, yalnızca bir köy değil, aynı zamanda dünyanın en büyük antik dini komplekslerinden birine ev sahipliği yapıyor. Binlerce yıl süren inşa sürecinde her firavun, bu devasa yapıya kendi izini bırakmış. Yaklaşık 134 sütunun yükseldiği hipostil salonu, 8000 adak taşı ve onlarca sfenks heykeliyle Karnak, Antik Mısır’ın görkemini gözler önüne seriyor. Gize Piramitleri'nden sonra Mısır’ın en çok ziyaret edilen tarihi alanı olması şaşırtıcı değil.
3. Kore Halk Köyü, Güney Kore
Yongin şehrinde, doğal bir arazide konumlanmış olan Kore Halk Köyü, Joseon Hanedanlığı'nın son dönemlerini bugüne taşıyan bir zaman kapsülü gibi. 260’tan fazla geleneksel evin yer aldığı bu geniş alanda, yalnızca binalar değil, geleneksel yaşam biçimleri de yeniden canlandırılıyor. Mevsimsel kutlamalar, folklorik gösteriler ve dönemsel aktivitelerle ziyaretçilere hem eğlenceli hem öğretici bir deneyim sunuluyor. Kore kültürüne dair her ayrıntı, bu köyde nefes alıyor.
4. Kara Orman Açık Hava Müzesi, Almanya
Almanya’nın Kara Orman bölgesinde, doğayla iç içe bir konumda yer alan bu müze, 1612’den günümüze kalan Vogtsbauernhof çiftlik evi etrafında şekillenmiş. Zamanla Kara Orman bölgesinin çeşitli noktalarından taşınan yapılarla büyüyen müze, geleneksel Alman köy yaşantısını canlı tutuyor. 1964 yılında kapılarını açtığından bu yana 16 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan müze, ziyaretçilerine tarih içinde keyifli bir yolculuk vadediyor.
İnsan bu dört yere bakınca zamanın gerçekten sadece bir kavram olduğuna inanıyor. Roma’nın sokaklarında yürürken, Karnak’ın sütunları arasında yükselirken, Joseon evlerinin içinde kaybolurken ya da Kara Orman’ın kalbinde tarihle baş başa kalırken… geçmiş, bir anlığına yeniden bugüne dönüşüyor.





