Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Adası, ya da diğer adıyla Alibey Adası, Ayvalık koyunda bulunan 22 adadan yerleşime açık tek ada olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Türkiye'nin Ege Denizi'ndeki dördüncü büyük adası olan Alibey, hem coğrafi konumu hem de tarihi dokusuyla ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor.
13 Nisan 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararıyla doğal sit alanı statüsü yeniden değerlendirilerek “kesin korunacak hassas alan” ilan edilen Cunda Adası, uzun süredir koruma altında bulunan doğal ve tarihi mirasıyla öne çıkıyor. 1976 yılında ilan edilen 17.900 hektarlık doğal ve tarihi sit alanının parçası olan ada, Rum Ortodoks cemaatinden kalma kilise ve manastırlarıyla kültürel miras açısından oldukça zengin.
Cunda’nın simgelerinden biri haline gelen 'Aşıklar Tepesi’ndeki tarihi değirmen ise 2006 yılında restorasyonu tamamlanarak ziyarete açıldı. Hâlâ birçok tarihi yapının sponsor desteğiyle restorasyon beklediği adada, geçmişin izleriyle baş başa kalmak mümkün.
Ayvalık Sokakları: Taş Evlerin Sessiz Hikâyeleri
Ayvalık’ın tarihi sokakları, ziyaretçilerine renkli Rum evleri arasında nostaljik bir yürüyüş deneyimi sunuyor. Çoğu sarımsak taşından inşa edilen bu yapılar, mimari zarafetleriyle büyülüyor. Restore edilerek kafe veya otele dönüştürülen birçok yapı, sokaklara canlılık katarken, Ayvalık’ın tarihi ruhunu da koruyor. Renkli pencere pervazları, sarkan sardunyalar ve dar sokaklar arasında yapılan bir yürüyüş, geçmişe kısa bir yolculuk hissi yaratıyor.
Sarımsaklı Plajı: Ege’nin Altın Sahili
Küçükköy beldesine bağlı Sarımsaklı Plajı, 7 kilometrelik uzunluğu ve 100 metreyi bulan genişliğiyle tatilcilerin gözdesi. İlçe merkezine sadece 8 kilometre mesafede yer alan plaj, konaklama tesisleri, deniz ürünleriyle meşhur restoranları ve kafeteryalarıyla yaz sezonunun en hareketli noktalarından biri oluyor.
Taksiyarhis Kilisesi: Ayvalık’ın Sessiz Tanığı
Ayvalık’ın ilk kilisesi olan Taksiyarhis, farklı dönemlere ait mimari katmanlarıyla dikkat çekiyor. İlk olarak 15. yüzyılda küçük bir yapı olarak inşa edilen kilise, 18. ve 19. yüzyıllarda yapılan eklemelerle bugünkü bazilika yapısına kavuşmuş. Üç nefli yapıda, arslan figürlü rölyefler ve mermer ikonlar gibi detaylar, dini sanatın zarafetini gözler önüne seriyor. Zaman içerisinde depremlerden zarar gören yapı, çeşitli dönemlerde onarımlar geçirerek günümüze ulaşmayı başarmış.
Şeytan Sofrası: Efsanelerle Bezenmiş Bir Zirve
Ayvalık ilçe merkezinin 8 kilometre güneyindeki yüksek kayalık bir tepede yer alan Şeytan Sofrası, hem manzarası hem de mistik atmosferiyle bölgenin en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Sönmüş bir volkandan geriye kalan lav birikintileriyle oluşmuş olan bu tepe, ismini üzerinde bulunduğu düşünülen “Şeytan'ın ayak izi”nden alıyor. Demir kafesle çevrilen bu şekil, ziyaretçilerin dilek dileyip madeni para attığı bir nokta haline gelmiş durumda.
Manzarasıyla özellikle gün batımında büyüleyici görüntülere sahne olan Şeytan Sofrası, aynı zamanda bir restoranla da hizmet veriyor. 2006 yılında yaşanan büyük orman yangınında ciddi hasar görse de, bölge hâlâ doğal cazibesini koruyor.
Cunda ve Ayvalık: Birkaç Günlük Kaçamak İçin Mükemmel Rota
Tarihi dokusu, eşsiz doğası ve sakin atmosferiyle Cunda Adası ve Ayvalık, sadece bir yaz tatili değil, aynı zamanda kültürel bir keşif vadediyor. Ziyaretçiler; taş sokaklarda kaybolabilir, gün batımını Şeytan Sofrası’ndan izleyebilir ya da Ege'nin serin sularında huzuru bulabilirler.





